MIDSOMMAR: Pagan Tanrılar Aşkına!

Yönetmen Ari Aster’in ilk uzun metrajlı filmi Hereditary’yi izledikten sonra çok beğenmiş ve kendisini tebrik etmiştik. Ancak Midsommar’ı da izledikten sonra, 33 yaşındaki Aster’in sinema sanatındaki ve senaryo yazmadaki ustalığı artık sinir bozucu olmaya başladı. Baştan aşağı sanatsal ve varoluşsal bir haykırış olarak Midsommar, kolayca beklentilerimizin üzerine çıktı ki, beklentimiz hayli yüksekti.  

Filmin başını / ortasını / sonunu veya sunduğu herhangi bir sürprizi açık etmemek adına senaryodan, filmin ayrıntılı konusundan bahsetmeyeceğim ama kısaca “İsveç’in kırsal kesiminde tatile giden gençlerin başından geçen olaylar” şablonunu kullanır gibi görünen bir film olduğunu söylemem yeterli olacaktır diye umuyorum. Ve tabii ki fragmana bakarak paganizm yüklü bir film olduğunu anlamak için de dahi olmaya gerek yok.

Pagan tabiri, Latince “kırsal” ve “köye dair” anlamlarına gelen paganus sözcüğünden türemiş. Ama Hristiyanlık ve diğer tek tanrılı dinler açısından, “kırsal” gibi naif bir anlamdan çok daha fazlasını ifade ediyor bu sözcük: Başka bir dine mensup, “yanlış” bir inanışa sahip olan gibi anlamlardan “yoldan çıkmış, sapkın, kafir” gibi çok daha ağır nitelemelere varıncaya dek. Günümüzde kullanılan en tarafsız karşılık, “çok tanrılı inanış” veya “çok tanrılı dine mensup kişi” olsa gerek. 

Filmin kitleleri farklı bir şekilde korkutması, bir anlamda gafil avlamasının en başat sebebi de aslında Midsommar’ın, dinler tarihi açısından paganizm ile tek tanrılı dinler arasındaki ilişkiye paralel bir yapıda ilerlemesi. Nasıl Hristiyan inanışından beslenen filmler korku filmleri arasında ön plana çıkıyorsa, insanlık tarihinde 2000 yıldan fazla bir süredir baskın olan monoteist dinler de paganizmi neredeyse tarih sahnesinden silmiş, onun yerine geçmiştir. Dolayısıyla pagan kültürü ve inanışı üzerine inşa edilen bir korku filmi klasik korku türünün dışına çıkarak, seyirciyi içerdiği bilinmezlikle de sarsıyor, tam anlamıyla geriyor.  

Pagan korku filmi veya folk horror dediğimiz türün en iyi örneklerden bir tanesi elbette 1973 tarihli Robin Hardy filmi, The Wicker Man. Midsommar da birçok açıdan Wicker Man’in izinden gidiyor ama iki filmi birbiriyle karşılaştırmak gereksiz, zira her ikisi de keyifle izlenebilecek ayrı birer başyapıt. 

The Wicker Man (1973)

Pagan sözcüğünün yaygın kullanımlarından birinin de “tuhaf, farklı inanış” benzeri bir anlam içerdiğini söylemiştik, bu antik anlamın bugün bile hala zihinlerde uyanan ilk izlenim olması pek şaşırtıcı değil. Bunun en basit kanıtı da filmin Türkçe çevirisinden çıkıyor: Ritüel. Bu çeviriyi bir kenara bırakalım, 1973 tarihli The Wicker Man hangi kitaptan uyarlandı dersiniz? Kitabın adı The Ritual (Ayin), yazarı da David Pinner.

Aslında filmin adındaki Midsommar’ın anlamı Yaz Dönümü veya Yaz Gündönümü, yani farklı kültürlerde farklı günlere denk gelse de aşağı yukarı her yıl 19-25 Haziran tarihleri arasında, farklı sürelerde kutlanan bir bayram. Ama insanlara pagan kültürü o kadar tuhaf ve aykırı geliyor ki, olan bitene ayin, ritüel, kült gibi kavramlarla yaklaşılıyor.

Bu bakımdan önceki Ari Aster filmi Hereditary de Türkiye’de “Ayin” adıyla (eşanlamlısı “ritüel”) gösterime girdiği için, sonuç olarak Aster’in Türkiye sinema salonları için üst üste iki “ayin” çekmiş olan tek yönetmen sıfatına kavuşması da göz ardı edilemeyecek kadar ilginç.

Midsommar’ı, sırf kült film The Wicker Man ile anılmayı kolaylıkla başardığı için bile görmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz. Yönetmen antropolojik araştırmasını da çok iyi yapmış; ekrana yansıttığı geleneklerin, nordik mitolojiden yapılan alıntıların çoğunun, hatta filmdeki runik alfabesinin bile, değiştirilmiş olsa da tamamen tarihsel kaynaklara ve antropolojik verilere dayandığını belirtelim. Filmin açılışındaki muhteşem çizime de buradan selamlar. Hem görsel açıdan hem de sinema sanatı ve hikâye anlatmadaki ustalığıyla göz dolduran Midsommar, kesinlikle bu yılın en iyilerinden. Film 26 Temmuz’da sinemalarda.

Şimdiden kült statüsüne ulaşan 145 dakikalık filmin ilk kopyasının aslında 4 saat olduğu bilgisini de verelim. Elbette sinema salonları için çok uzun olan bu ilk versiyon, yönetmenin sözleriyle “acılı bir süreç” sonrasında kısaltılmış. Geçtiğimiz hafta Film Comment dergisine verdiği röportajda şu sıralar 3 saatlik bir yönetmen kurgusu üzerinde çalıştığını belirten Ari Aster’e tek sorumuz var: Filmin bu üç saatlik Director’s Cut versiyonunu ne zaman izleyebileceğiz? 

H. Necmi Öztürk

Filmin fragmanı yayınlandığında da aynı heyecanla kaleme aldığımız diğer Midsommar / Folk Horror yazımıza da göz atılabilir.

Bir Cevap Yazın