SERVANT (Sezon 2, Bölüm 9: GOOSE) – Ölçülenle Daima Aynı Cinste Olan Ölçü

Bilgi ve duyum seviyesinin tavan yaptığı bir bölüm olan Goose (Kaz), aracı olarak kullandığı ve sahne açılır açılmaz karşımıza çıkan kazın, ölçülmüş olandan ziyade ölçülebilir olduğunun bir yansıması. Yönetmen koltuğunda oturan Nimród Antal, hatırlayacağınız üzere daha önce dizinin hem ilk hem de ikinci sezonundan birkaç bölüm yönetmişti. Bu bölümde ise yönetmenin koca bir anlatıya virgül koyduğunu görüyoruz. Ayrıntıların araç olarak kullanımında oldukça matematiksel bir aralığı takip eden Antal, ilk sahne başlar başlamaz sadece bir adet kaz tüyünü kullanarak “çok fazla şey söyleyebileceğinin” işaretlerini veriyor.

Sonuç olarak yine Turner’ların evine tıkılmış olsak da, yönetmenin ufak bir unsuru ilk sahnenin anlatıcısı olarak kullanması, evde yaşayanlar dışında evdeki nesnelerin de izleyici tarafından ölçülebilir olduğunu vurgularken,  sofistike kamera kullanımı da gözlerden kaçmıyor. Goose, sezonun sondan bir önceki bölümü olduğu için bu ana kadar aktarılan tüm bilgileri ölçmenin vaktidir diye düşündüğümüzden bu bölümü daha çok “ölçü” bab’ında, bilhassa neden-sonuç eşliğinde ve eşitliğinde değerlendirmek damakta daha iyi bir tat bırakacaktır diye düşünüyoruz.

Nicelikçe Bölünmez Olan Nitelikler

Kaz tüyü elektrikli süpürgenin içine girdiği an izleyici için aktif ölçme biçimi fonksiyon değiştirerek pasif ölçme formuna bürünüyor. Bu noktada elimizde artık sadece karakterler ışığında bize verilen nitelikler kalıyor. Bu da niceliklerin en güçlü noktası olan “bireysel deneyimlemeyi” öldürdüğü için eldekiler, zihindeki soruları tamamlamada eşitlikten uzak kalıyor. Böylelikle de Nimród Antal’ın, daha ilk sahneden itibaren direksiyona dokunmasının nasıl bir his olduğunu bir anlamda izleyiciye hatırlatmasıyla anlatının boşlukları, eşitsizlikleri daha da nefes almaya başlıyor.

Leanne Grayson’ın (Nell Tiger Free) tavan arasında kendine bir hayat kurmuş olması Turner’ların evinde artık “bir” olanın bölünmesinin ne derece zor olduğunu gösteriyor. Bu durum da akla Jericho’nun da evden hiç ayrılmadığı ihtimalini getiriyor. Tüm anlatı boyunca Turner’ların evinden çıkamamamız ve evin içine girip çıkan karakterlerin de dönüp dolaşıp kendini aynı yerde bulması ve hatta oyuncak bebek Jericho’nun da aynı şekilde görünüp durması aynı ihtimali bir kez daha haklı olarak doğuruyor. Onların bu bir’liği ise belli bir doğa yapısı yarattığı için artık ardımızda kalan sorular pek de “zorunlu olarak” cevaplandırılmayı bekleyen sorular değil. Karanlığın ışıktan yoksun olması gibi soruların da cevaplarından yoksun olması ikinci sezonun bu bölümünde artık normal karşılanan, doğal bir duruş.

“Bir” ve “Çok” Birbirine Zıttırlar

Büyük Geliş’in işaretini veren seremoni, en başından beri bizi, temelini dizinin attığı bir beklenti içine soktu. Ne var ki Servant bu “müjdeli gibi gözüken” yeni yıl seremonisini bir makyaj gibi kullandı, gerçek yüzünü göstermedi. Bir’in bölünemez olması Turner’ların evindeki bireylerin sayısını bu bölümde arttırmış olsa da “Çok” olanın bölünebilir yapısından hareketle göreli ve çeşitli sonuçlara ulaşırız. 2006 yapımı Silent Hill’in anlatıyı bölüp mekândan kurtulamaması da yine anlatıdaki bu hesaplaşmalardan kaynaklıydı.

Sonuç olarak oraya gidenlerden bazıları geri dönüş yolunu bulamadı, Servant’ın bu bölümünde de Dorothy Turner’ın (Lauren Ambrose) evinden dışarısını sadece kapısının önünden görüp, istediğine bir türlü ulaşamaması, onun bu anlatı içindeki bölünemez olan “bir”liğine işaret ediyor. Herkes bu bölümde “çok” olmak için varken hepsi birer birer “bir”liğinde kabuklaşmışlar. Bunun en güzel örneğini ise Julian Pearce’in (Rupert Grint) bölüm boyunca olan hareketlerinden ve davranışlarından gözlemleyebiliriz. Hatta onu bu konuda bir temsil olarak kullanabiliriz de.

Kazın, Kutsal Ruh ile bağlantılı olması bölüme verilen Goose adı üzerine düşündürüyor. İmge olarak kazın rahatlatıcı bir yanı vardır ancak şaşırtan bir yanı da mevcut. Bu yanı ise hazırlanmış olan planların yıkımına işaret olarak yorumlanabilir. Hem bölümün adı olmasından dolayı hem de bölümün başından sonuna değin kazın her türlü kullanılışı öngörülemez olanın da deneyimine kapılarını açıyor.

Büyük Karenin Küçük Kare ile Olan Orantısızlığı

Bu bölümde herkesin beklentisi farklı yapıdaydı. Bu da bize sezonun son bölümünün herkes için aynı anlam eşiğinde devam etmeyeceğinin işaretlerini verdi. Turner’lar bu açıdan bir farklılık sunsa da hepsinin beklenti noktasının kökenleri aynı yere ulaştığından, onları bir bütün olarak değerlendirmek mümkün. Yine de bizi de beklenti içine sokmaya çalışan Jericho bunun kesinlikle bir çözümü değil. İlginçtir ki Servant ilk sezonundan bu yana sinematografik düzlemde “hayal dünyasından gerçekliğe” ilerlemiş gibi gözükse de içerik olarak şu an elimizde bunun tam tersi mevcut. İlk sezonun, ilk bölümünün verdiği o atmosferik hava bizi bir hayal dünyasına doğru kayığına bindirirken tüm absürtlüğe hazır sayılırdık ancak sinematografi gerçekliğe yaklaştıkça avucumuzun içindeki hayal dünyası tur biletini bir çırpıda yırtabiliyoruz.

Nimród Antal, Pathos’u Gıdıklıyor

Başlangıçtaki kaz sahnesini aradan çıkarırsak bu bölümde özellikle Julian’ın tuvalette geçirdiği anların çekimine dikkat çekmek gerek. Bu anlamda Antal, Pathos’u, yani salt anlamda duygularımızı gıdıklıyor diyebiliriz. Julian’ın küçük bir mekâna yerleştirdiği koca bedeninin, yaşadığı olaylara katlanamayışına canlı bir tanıklığın habercisi bu gıdıklama. Burada da, tıpkı kaz tüyü kullanımı gibi, aracı olarak cep telefonunu kullanıyor. Böylelikle yine aktif olarak zamanın içinde yer alabiliyoruz. Bu anlamda Antal’ın “görsel dünyada zamanı unuttuysan, sadece birkaç saniyeliğine sana zamanın bu görsel dünyada nasıl işlediğini gösterebilirim” edasını görüyoruz. Bunu deneyimlemek yine damakta hoş tat bırakan başka bir unsur çünkü görsel dünyanın gerçek anlamda zamanı içine çekip yutması en önemli özelliklerinden biridir. Antal’ın bunu bir yaramaz çocuk gibi kısa süreliğine açığa vurması ve buna rağmen anın ritmini bozmadan bir kasırga gibi bizi içine çekmiş olması önemli.

Sezonun yarın (19 Mart) yayınlanacak olan son bölümünün adının Josephine olması bizi doğrudan Leanne’ın dünyasına taşıyacak bir kompozisyon havasını sezdiriyor. Önceki bölümlerde fotoğraflarda veya sadece karaltı olarak gördüğümüz Josephine Hala’nın (Barbara Sukowa) sezon sonunda bize ne tür cevaplar vereceği merak konusu. Daha önceki bölümlerde George Amca’nın (Boris McGiver) imalı bir şekilde Josephine’den bahsetmesi ve bu anlamda izleyiciyi hazırlamış olması beklentileri yükseltiyor. Ishana Shyamalan’ın yazıp yönettiği sezon finali, Turner’ların evinde son beklenmedik misafiri de ağırlayarak bizi üçüncü sezon için zihinsel bir yolculuğa çıkaracak gibi gözüküyor.

İkinci sezon boyunca heyecanı arttıran, ön plana çıkan bazı bölümler vardı. Bunların arasında 2:00 adlı bölümü de sayabiliriz. Geçtiğimiz günlerde Apple sezonun bu bölümünden hareketle çevrimiçi bir oyun tasarladı. Bu oyun, dizinin tümüyle ilgili ipuçlarını barındıran engellerle karşınıza çıkıyor. Diziyi takip edenler için keyifli olacağına inandığımız bu oyunda kendimizi bir anlamda Leanne olarak çatı katında buluyoruz ve saat 02:00’ye kadar hayatta kalmaya çalışıyoruz. Bu yazıyı cep telefonunuzda okuyorsanız oyuna hemen buradan ulaşabilirsiniz. Şimdiden tüm gizemler sizinle olsun.

Burcu Meltem Tohum

SERVANT 2. Sezon Tüm Bölümler (yeni pencerede açılır)

Bir Cevap Yazın