42. İstanbul Film Festivali’nde izleyici karşısına çıkan filmlerden birisi de Keiichiro Hirano’nun aynı isimli romanından uyarlanan ve dünya prömiyerini 79. Venedik Film Festivali’nde yapan, yönetmen koltuğunda Kei Ishikawa’nın oturduğu A Man (“Aru Otoko” veya Bir Adam, 2022) filmiydi. Oldukça ağır fakat sağlam adımlarla ilerleyen yapım izleyicilere bir görsel hikaye anlatıcılığı deneyimi yaşatıyor. Sakince ve sabırla … Okumaya devam et Agalma’nın Anti-Mimesis Anlatısı Üzerinde Kurulan Kimlik/sizleşme İnşaları: A MAN (Aru Otoko)
Kategori: İstanbul Film Festivali
THE ETERNAL DAUGHTER: Hepimizin İçindeki En Temel Yaraya Aranan Panase ve Geçmişin İzleri
The Souvenir (Hatıra, 2019) ve The Souvenir: Part II (Hatıra: 2. Bölüm, 2021) filmleriyle tanıdığımız İngiliz yönetmen Joanna Hogg tarafından yazılıp yönetilen The Eternal Daughter (Sonsuz Sır, 2022) ilk gösterimini 79. Venedik Uluslararası Film Festivali’nde yaptı. İnanılmaz derecede karakteristik bir aktris olan Tilda Swinton filmde hem anneyi (Rosalind) hem de kızını (Julie) canlandırıyor. Dolayısıyla film, … Okumaya devam et THE ETERNAL DAUGHTER: Hepimizin İçindeki En Temel Yaraya Aranan Panase ve Geçmişin İzleri
INSIDE: Etten Bir Tapınak Olarak Bedenin Dekoratif Sanat Şeklinde Kullanılması
Modern kaygının meraktan pay aldığı dışavurumcu bir beden tezahürü gören evin, diğer anlamda bir fabrikanın, tapınağın zahmetsizce keşfi Inside (İçerde, 2023) filminde gerçeğe bir övgü olarak yerini alıyor. Yönetmen koltuğunda Vasilis Katsoupis’in yer aldığı film, insan hünerinin belirsiz ihtişamını konu alıyor. Filmin senaryosunu Ben Hopkins ile kaleme alan Katsoupis, evrensel bir serginin inşasıyla ilişkilendirilebilecek sanatın … Okumaya devam et INSIDE: Etten Bir Tapınak Olarak Bedenin Dekoratif Sanat Şeklinde Kullanılması
DÜNYAYI KURTARDIĞINDA: Nesiller Arası Çatışmaya Kara Mizah Yaklaşımı
The Social Network (Sosyal Ağ, 2010), Batman v Superman: Dawn of Justice (Batman v Superman: Adaletin Şafağı, 2016) ve Vivarium (2019) gibi filmlerden tanıdığımız ünlü aktör Jesse Eisenberg’ün ilk yönetmenlik tecrübesi olan Dünyayı Kurtardığında’yı (When You Finish Saving the World, 2022) bu seneki İstanbul Film Festivali’nde izleme imkânı bulduk. 2022 Cannes Film Festivali’nde de Caméra … Okumaya devam et DÜNYAYI KURTARDIĞINDA: Nesiller Arası Çatışmaya Kara Mizah Yaklaşımı
RULE 34: Bir Savaş Alanı Olarak Yatak Odasında Feminizm ve Irkçılık
42. İstanbul Film Festivali kapsamında gösterilen ve dikkat çeken filmlerden bir tanesi de bu yıl Rule 34 (34. Madde, 2022) filmi oldu. Yönetmenliğini Julia Murat’ın yaptığı ve ismini internet fenomeni olan kural 34’den alan bu yapım kadınları taciz davalarında savunan siyahi bir avukat olan Simone’un (Sol Miranda) özel hayatında kendi cinselliğini keşfetmesi, internet aracılığı ile … Okumaya devam et RULE 34: Bir Savaş Alanı Olarak Yatak Odasında Feminizm ve Irkçılık
VORTEX – Ölüm Denen Girdap Bir Şekilde Hepimizi Yutar
Başlık biraz karamsar oldu farkındayız ancak Gaspar Noé’nin 2021 yapımı son filminin pozitif olmak gibi bir gayesi yok. Noé’nin hem yazıp hem de yönettiği 2 saat 20 dakikalık bu en yeni draması Dario Argento, Françoise Lebrun, Alex Lutz ve Kylian Dheret gibi isimlere ev sahipliği yapıyor. Argento ile Lebrun senelerdir birlikte olan yaşlıca bir çifti … Okumaya devam et VORTEX – Ölüm Denen Girdap Bir Şekilde Hepimizi Yutar
François Ozon Yorumuyla PETER von KANT’ın O Kadar da Acı Olmayan Gözyaşları
72. Berlin Film Festivali’nin (Berlinale) açılış filmi olarak gösterilen Peter von Kant (2022); Denis Ménochet, Stéfan Crépon, Isabelle Adjani, Hanna Schygulla, Khalil Ben Gharbia ile Aminthe Audiard'ı başrollerde gördüğümüz bir François Ozon filmi. 85 dakikalık yapım, ünlü Alman auteur Rainer Werner Fassbinder’in -bu yazının devamında kendisinin ismini RWF şeklinde kısaltacağız- 1972 yapımı filmi “Petra von … Okumaya devam et François Ozon Yorumuyla PETER von KANT’ın O Kadar da Acı Olmayan Gözyaşları
BENEDICTION: Dolabımda En Ulaşılamayacak Yere Keder Koyuyorum
Terence Davies’in gerçekliğin kademeli boyutlarına odaklanan son filmi Benediction (Kutsama, 2021), bedeni çevreleyen ve onu değiştiren tüm unsurları kendi eleğinden geçiriyor. Zamanın ağırlığını değişen bedenler üzerinden gösteren film, 41. İstanbul Film Festivali’nde beklenmedik dramatik dinamiğiyle dikkatleri üzerine çekti. Onu beklenmedik kılan ise soyut olan zamanı bedenin nesnesi haline getirerek maddeleştirmesi ve bunu yaparken hikâyesini iki … Okumaya devam et BENEDICTION: Dolabımda En Ulaşılamayacak Yere Keder Koyuyorum
A PLEIN TEMPS (Full Time) – Akreple Yelkovanın Bitmeyen Savaşında Yalnız Bir Annenin Yaşam Mücadelesi
Başrolünde Laure Calamy’nin yer aldığı À Plein Temps (2021), genel grev esnasında hayatındaki herşey ters gitmeye başlayan yalnız bir annenin dramını anlatıyor. Dışarıdan her ne kadar “normal” bir konuya değiniyormuş gibi görünse de filmin senaryo koltuğunda da oturan yönetmen Eric Gravel her saniye dozunu arttırdığı gerilim ve hayata geç kalma hissiyle vermek istediği etkiyi karşı … Okumaya devam et A PLEIN TEMPS (Full Time) – Akreple Yelkovanın Bitmeyen Savaşında Yalnız Bir Annenin Yaşam Mücadelesi
EARWIG: Varoluşsal Temastan Kaçınan Bireysel Yaratının Temsili Biçemi
Bu yıl 41. İstanbul Film Festivali’de Hanna Bergholm’un Hatching (Pahanhautoja, Kuluçka, 2022) adlı filminden sonra “fantastik ve gotik kıyılarında” çok merak ettiğimiz diğer bir yapım da Lucile Hadzihalilovic’in 2021 tarihli Earwig (Kulağakaçan) filmiydi. Fiziksel ya da maddesel olarak var olmanın bilincini sırf belli bir özelliğe sahip olduğu için savunan ve onu sımsıkı kucaklayan Earwig, yokluğun … Okumaya devam et EARWIG: Varoluşsal Temastan Kaçınan Bireysel Yaratının Temsili Biçemi