“Canım Sıkılınca Çekip Kapıyı Dolaşmak İsterim…” – SUNA

Çiğdem Sezgin’in Kasap Havası filmi, yönetmenin belirttiği gibi karakterlerin ait oldukları yerlere dönmesiyle sona erer. Peki, Sezgin’in ikinci uzun metraj filmi Suna’nın (2022) başkahramanının ait olduğu yer neresi? Anlatının başladığı zamana kadar konargöçer bir yaşam süren Suna (Nurcan Eren), temizliğe giderek geçimini sağlamıştır. Uzaktan bir ahbabının oğlu Erol (Erol Babaoğlu), kayınpederi Veysel (Tarık Pabuççuoğlu) ile … Okumaya devam et “Canım Sıkılınca Çekip Kapıyı Dolaşmak İsterim…” – SUNA

Aslında Tanıdık Bir Mutsuzluk: KASAP HAVASI

Tolstoy, Anna Karenina’nın hafızalara kazınmış meşhur giriş tümcesinden sonra Oblonskilerin evindeki mutsuzluğun nedenlerini anlatmaya başlar. Oblonski, eşini aldatmıştır. Bunu öğrenen eşi, ayrılmaya karar verir. Aralarında artık hiçbir bağın kalmadığını Tolstoy, şu karşılaştırmayla ortaya koyar: “herhangi bir handa karşılaşan insanların birbirlerine Oblonski ailesi üyelerinden daha bağlı olduğunu hissetmeyen yoktu” (2021, s. 9). Bir evlilikte bağlar, sadece … Okumaya devam et Aslında Tanıdık Bir Mutsuzluk: KASAP HAVASI

RULE 34: Bir Savaş Alanı Olarak Yatak Odasında Feminizm ve Irkçılık

42. İstanbul Film Festivali kapsamında gösterilen ve dikkat çeken filmlerden bir tanesi de bu yıl Rule 34 (34. Madde, 2022) filmi oldu. Yönetmenliğini Julia Murat’ın yaptığı ve ismini internet fenomeni olan kural 34’den alan bu yapım kadınları taciz davalarında savunan siyahi bir avukat olan Simone’un (Sol Miranda) özel hayatında kendi cinselliğini keşfetmesi, internet aracılığı ile … Okumaya devam et RULE 34: Bir Savaş Alanı Olarak Yatak Odasında Feminizm ve Irkçılık

Réponse de femmes: Biz-im Bedenimiz Biz-im Cinsiyetimiz ya da Libidinal Enerjiyle Çalışan Arzu Makineleri

Agnès Varda, Simone de Beauvoir tarafından kaleme alınan bir manifestodan esinlenerek çektiği 1975 tarihli kısa filmi / belgeseli Réponse de Femmes: Notre Corps, Notre Sexe’de [Kadınların Cevabı: Bizim Bedenimiz, Bizim Cinsiyetimiz] radikal feminizmin -ya da ikinci dalga feminizmin- gündemindeki sorulara ve kürtajın Fransa’da yasallaştırılması sürecinde ortaya çıkan sorunlara değinir. Varda’nın bir sine-bildiri olarak tanımladığı kısa … Okumaya devam et Réponse de femmes: Biz-im Bedenimiz Biz-im Cinsiyetimiz ya da Libidinal Enerjiyle Çalışan Arzu Makineleri

MUSTANG: Atları da Vururlar ama Kadınları Daha Fazla

Deniz Gamze Ergüven’in ilk uzun metrajlı filmi olan Mustang (2015) ilk gösterimini 68. Cannes Film Festivali’nde gerçekleştirmişti. Filmin adının neden Mustang olduğu sorulduğunda Ergüven, doğa içerisinde koşan kızların görüntüsünü Amerika’nın ünlü yaban atı Mustang’a benzetmesinden dolayı bu ismi verdiğini söyler. Türk sinemasında temsili hayli az bulunan bir feminist filmdir Mustang. Dili dişildir ve öznesi kadınlardır. … Okumaya devam et MUSTANG: Atları da Vururlar ama Kadınları Daha Fazla

SEDMIKRASKY (DAISIES) – Lilith’in Memnu Şeftalisini Isıran Bakire Meryem

Çekoslovak Yeni Dalga hareketinin en önemli temsilcilerinden sayılan Věra Chytilová tarafından 1966 yılında yazılan ve yönetilen Sedmikrásky (Daisies / Papatyalar) filmi, Marie ismini paylaşan iki kadının bozulmuş toplumla paralel olarak var ol(ama)ma çabasını yansıtır. Çekoslovak Yeni Dalga sinemasının mihenk taşı sayılabilecek olan filmi Chytilová, sembolizmi ve örtük anlamı sürrealizmle bezeli, tüketim çılgınlığına göz kırpan bir … Okumaya devam et SEDMIKRASKY (DAISIES) – Lilith’in Memnu Şeftalisini Isıran Bakire Meryem