Tolstoy, Anna Karenina’nın hafızalara kazınmış meşhur giriş tümcesinden sonra Oblonskilerin evindeki mutsuzluğun nedenlerini anlatmaya başlar. Oblonski, eşini aldatmıştır. Bunu öğrenen eşi, ayrılmaya karar verir. Aralarında artık hiçbir bağın kalmadığını Tolstoy, şu karşılaştırmayla ortaya koyar: “herhangi bir handa karşılaşan insanların birbirlerine Oblonski ailesi üyelerinden daha bağlı olduğunu hissetmeyen yoktu” (2021, s. 9). Bir evlilikte bağlar, sadece … Okumaya devam et Aslında Tanıdık Bir Mutsuzluk: KASAP HAVASI
Etiket: Jacques Lacan
AYNA AYNA’da (2022) Rüyalara ve Şehre Sinenler
Uyandığımızda sıklıkla parça parça hatırladığımız, buna rağmen bazen – özellikle aynısını ya da benzerini birçok defa görmüşsek – uzun süre etkisinde kaldığımız rüyalarımız; beklentilerimiz, kaygılarımız, yenilgilerimiz ve bize ait daha pek çok duygu, düşünce ve durumun gösterenidir. Bu yüzden bir rüyayı analiz etmek için Freud’a ya da Fromm’a başvurmak kendimizi, ne olduğumuzu, belki bizi bir … Okumaya devam et AYNA AYNA’da (2022) Rüyalara ve Şehre Sinenler
NITRAM: Uzanıp Kendi Dudaklarından Öpenin Tekinsiz Ayna Evresi
41. İstanbul Film Festivali'nde izleme şansı bulduğumuz yapımlardan biri de Nitram oldu. Cannes'da yedi dakika boyunca ayakta alkışlanan ve Caleb Landry Jones’un başrolde gösterdiği performansla Cannes Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü aldığı, yönetmen koltuğunda ise Justin Kurzel’in bulunduğu 2021 yapımı Nitram, Avustralya’nın en kanlı katliamı olarak anılan Port Arthur Katliamı’nın suçlusu Martin Bryant’ın … Okumaya devam et NITRAM: Uzanıp Kendi Dudaklarından Öpenin Tekinsiz Ayna Evresi
MEMORIA – Bilincin Kıyısında Askıda Kalmış Bir Hatıralar Denizi
Prömiyerini geçtiğimiz sene Cannes Film Festivali’nde yapan Memoria (2021), başrollerinde Tilda Swinton, Elkin Díaz, Jeanne Balibar, Juan Pablo Urrego, and Daniel Giménez Cacho gibi isimleri gördüğümüz bir Apichatpong Weerasethakul filmi. Film ayrıca Taylandlı yönetmen Weerasethakul’un Tayland dışında çektiği ilk film olma özelliğine de sahip. Weerasethakul daha önceki Cannes film festivallerinde Altın Palmiye, Jüri Ödülü ve … Okumaya devam et MEMORIA – Bilincin Kıyısında Askıda Kalmış Bir Hatıralar Denizi
FALLEN ANGELS: Hatırlanma Arzusu İçinde Ötekinin Doğurduğu Yalnızlık
Hong Kong’lu sinemacı Wong Kar-Wai'nin Chungking Express (1994) filminin devamı niteliğinde kabul edilen 1995 yapımı Fallen Angels (Düşkün Melekler), Chungking Express ne kadar gündüz ise o kadar gecedir. Chungking Express'ten aşina olduğumuz PC numarası 223 (Tony Chiu-Wai Leung) olan He Zhiwu (Takeshi Kaneshiro) karakterinin 223 numarasını bu hikayede mahkum numarası olarak görürüz. Tarihi geçmiş ananas … Okumaya devam et FALLEN ANGELS: Hatırlanma Arzusu İçinde Ötekinin Doğurduğu Yalnızlık
Kubrick’in Tekinsiz Evreni ve Araftaki Bir Evlilikten Kesitler: EYES WIDE SHUT
Sigmund Freud’un çağdaşı olan psikanalist ve yazar Arthur Schnitzler’in Rüya (Traumnovelle, 1926) adlı eserinden uyarlanan, usta Stanley Kubrick’in hem yönetmenliğini hem de yapımcılığını üstlendiği Eyes Wide Shut (Gözleri Tamamen Kapalı) o dönemde evli olan Tom Cruise ile Nicole Kidman’ın başrollerinde yer aldığı, 1999 yapımı bir film olma özelliğine sahip. Stanley Kubrick’in son filmi olmasından ve … Okumaya devam et Kubrick’in Tekinsiz Evreni ve Araftaki Bir Evlilikten Kesitler: EYES WIDE SHUT
LE SANG D’UN POÈTE: Şairin Ayna Üzerindeki Otopsisi
20. yüzyılın farklı alanlarda eser veren, multi-talented sanatçılarından biri olan Jean Cocteau; şair, yazar, tasarımcı, ressam, libretto yazarı ve film yönetmeni unvanlarına sahip. Döneminin sürrealist, dadacı ve kübist öncüleri ile bağları olsa da Le sang d'un poète filminde daha çok avant-garde ile sürrealizm akımlarını ve experimental (deneysel) yöntemi kullanmıştır. Bu bakımdan da Fransa'nın avangart sinemasının … Okumaya devam et LE SANG D’UN POÈTE: Şairin Ayna Üzerindeki Otopsisi
THE LIGHTHOUSE: Fallusun Babanın Yasasına İsyanı ve “Objet petit a” Arzusu
Yönetmen Robert Eggers ve kardeşi Max Eggers tarafından yazılan, Robert Eggers tarafından ise yönetilen 2019 yapımı The Lighthouse, Hitchcock esintili bir film olarak karşımıza çıkıyor. Gotik edebiyatın öncülerinden Edgar Allan Poe'nun son hikayesi ile adaş olan bu filmde kuzgunların yerini martılar alsa da delilik daimi olarak kendini koruyan bir durum olarak işlenmekte. Poe'nun elyazması, hikâyenin 4 … Okumaya devam et THE LIGHTHOUSE: Fallusun Babanın Yasasına İsyanı ve “Objet petit a” Arzusu