Christian Petzold’un yazıp yönettiği, 73. Berlin Uluslararası Film Festivali’nde (Berlinale 2023) gösterilen ve festivalde Gümüş Ayı Büyük Jüri Ödülü’ne (Grand Jury Prize) layık görülen 2023 yapımı Afire (Roter Himmel), “dışarısı”yla ilişkisi olmayan başka’larının hikâyesine odaklanıyor. Tamamen karakter odaklı ilerleyen filmde, temelde birbirinden farklı yapıya sahip dört kişinin hayatına doğru bir dalış gerçekleştiriyoruz. Film, Fransız yönetmen … Okumaya devam et AFIRE – Ayrılma Eylemi Olarak Karşılaşmanın Biçimsel Teorisi
Etiket: Gerilim
RAW: Diş Etlerini Kanatan Eril Ete Duyulan Dayanılmaz Dişil Arzu
Julia Ducournau’nun 2016 yapımı Yeni Fransız Aşırılığı’ndan (New French Extremism) grotesk bir body horror ve bodily revulsion (bedensel tiksinti) örneği olan Raw (Grave / Çiğ) izleyicinin damağında metalik bir büyüme hikayesi tadı bırakırken bu büyüme hikayesinin nesnelerinin etlerini ise öznelerin dişleri arasına dolduruyor. Yamyamlık, vampir hikayelerinde olduğu gibi seksüel temaların metaforu olarak kullanılsa da Raw’da … Okumaya devam et RAW: Diş Etlerini Kanatan Eril Ete Duyulan Dayanılmaz Dişil Arzu
DOGMAN: Soluğu Kesilen Köpeklerin Uğultusu (Venedik 2023 / #1)
Dünya Prömiyerini geçtiğimiz perşembe günü 80. Venedik Film Festivali’nde yapan Luc Besson’ın son filmi DogMan (2023) karakter odaklı, yenilgisini baştan kabul edebileceğimiz bir bireysel kahramanlık hikâyesine odaklanıyor. Baş karakter Douglas Munrow’ı canlandıran Caleb Landry Jones, bu rolde oldukça çarpıcı bir performans sergilerken DogMan’in tüm ağırlığını omuzlarına alarak filmin dram etkisini her sekansta hissettiriyor. Kendisini en … Okumaya devam et DOGMAN: Soluğu Kesilen Köpeklerin Uğultusu (Venedik 2023 / #1)
İmkânsızlığın Yadsınamayacağı Yere Varmak: MUKAVEMET
“Zavallı mıydı benim gibi? Zavallıydı, değil mi o da?” Soner Caner’in Mukavemet (2022) filminin başkarakterlerinden Rahmi’nin bu soruları sorduğu sırada her şey çoktan bitmiştir ama o bitişi hazırlayan içsel ve dışsal sürecin nasıl inşa edildiğinin görülmesini sağlayan bir muhakeme başlayabilir izleyici için. “Zavallı” sözcüğü, “acınacak kadar kötü durumda bulunan” anlamının dışında “gücü bir şeye yetmeyen, … Okumaya devam et İmkânsızlığın Yadsınamayacağı Yere Varmak: MUKAVEMET
TALK TO ME: Açık Gözlerle Uyuyan Bir Zihinde Düzenin Aktif Farkındalığı
Gaston Bachelard’a göre varlık, uyanık haldeyken imgelerin saldırısına uğrarken uykudayken eksik görsellerin, hareket halinde olan şekillerin deforme halini deneyimleyen bir oluş. Bu bağlamda insan varlığını tam olarak tanımlayabilmek için onu bu düş ile düşünce arasındaki sıkışmışlık halinden çıkarmak gerekiyor (19 Ocak 1954, Paris Inter Radyosu’ndaki Dormeurs éveillés serisine ait röportaj). Danny ve Michael Philippou ikilisinin … Okumaya devam et TALK TO ME: Açık Gözlerle Uyuyan Bir Zihinde Düzenin Aktif Farkındalığı
THE BOOGEYMAN: Karanlığın İstenmeyen Çocuğu
Stephen King'in aynı adlı kısa öyküsünden uyarlanmış olan The Boogeyman (2023), kulağa fısıldanan, yol gösterici hoş bir melodi gibi başlangıçtan beri var olmuş karanlığın tam orta yerine mum yakıyor. Kötücül olanı zihinsel kavrayışın temsilinden tamamen sıyıran ve onu maddi bir nesne olarak sunan yönetmen Rob Savage, korkunç olanı canı yakılabilen; etten kemikten bir nesne haline … Okumaya devam et THE BOOGEYMAN: Karanlığın İstenmeyen Çocuğu
EVIL DEAD RISE: Bu Sefer Gülmek Bir Seçenek Değil
1981 yılında, ilk Evil Dead yirmili yaşlarının başındaki bir Sam Raimi tarafından çekilip gösterime girdiğinde (en başta filmin adı Book of the Dead / Ölüler Kitabı idi), sinema seyircileri tarafından olmasa da VHS yeraltı kültürü tarafından o kadar beğenilmiş ve farklı, yenilikçi bulunmuştu ki, korku türü içinde kısa sürede 50.000’in üzerinde satan ilk VHS filmlerden … Okumaya devam et EVIL DEAD RISE: Bu Sefer Gülmek Bir Seçenek Değil
SUSPIRIA (2018) – Anne Oluşun, Dişi Oluşun Altını Oyamayışı Üzerine
İtalyan korku sinemasının ve giallo’nun babası olarak anılan Dario Argento’nun 1977 tarihli aynı isimli filminden esinlenilmiş 2018 yapımı Suspiria’nın yönetmen koltuğunda Luca Guadagnino otururken kalemini ise David Kajganich tutuyor. Argento’nun Suspiria’sına göre daha karanlık ve düşük ışık tekniklerinin kullanıldığı, 1977 senesinin peri masalı korku hikayesinin olgunlaşmış ve karamsarlaşmış ve BDSM, queer, sapphic, feminizm ve okült … Okumaya devam et SUSPIRIA (2018) – Anne Oluşun, Dişi Oluşun Altını Oyamayışı Üzerine
LITTLE DIXIE: Köpeğin Ahlakı Boynundaki Mücevherin Kanını Akıttığında
Bu yılın başında 52. Rotterdam Film Festivali’nde izlediğimiz, aksiyon türünde kendini ön plana çıkaran yapımın başrollerinde aksiyon severlerin Captain America: The Winter Soldier’dan (2014) hatırlayabileceği Frank Grillo’nun (Doc Alexander), yanısıra Thomas Dekker (Clarke Moore), Eric Dane (Richard Jeffs) ve son dönem korku türünün aranan isimlerinden Annabeth Gish (Billie Riggs) yer almakta. Yönetmenliğini ve senaryosunu John … Okumaya devam et LITTLE DIXIE: Köpeğin Ahlakı Boynundaki Mücevherin Kanını Akıttığında
HIGH TENSION: Fallik İşlev Olarak Hakikatin Olumsallığı (PIFFF #2)
Geçtiğimiz Paris International Fantastic Film Festival (PIFFF) kapsamında gösterilen ve yönetmen Alexandre Aja’nın da katılımıyla seansın “gerilimini” yüksek tutan High Tension veya orijinal adıyla Haute Tension (Yüksek Tansiyon, 2003), hakikati özgürlüğüne kavuşturmayan, bilgiyi ise hırsızlık olarak yansıtan kompozisyonuyla bir anlamda karakter yıkıp yeniden yaratma oyununu başlatıyor. Bu anlamda bilincin tamamen geri planda durması ise izleyiciyi … Okumaya devam et HIGH TENSION: Fallik İşlev Olarak Hakikatin Olumsallığı (PIFFF #2)