DUNGEONS and DRAGONS: Honor Among Thieves ve TTRPG (Masaüstü Rol Yapma Oyunları)

Geçtiğimiz günlerde gösterime giren, John Francis Daley ile Jonathan Goldstein ikilisinin yönetmen koltuğunda oturduğu, aynı zamanda Michael Gilio ile beraber senaryoyu da kotardıkları 2023 yapımı Dungeons & Dragons: Honor Among Thieves (Zindanlar ve Ejderhalar: Hırsızlar Arasındaki Onur) hakkında bir yazı kaleme almaya koyulmuşken, öncesinde Tabletop Role Playing Games (TTRPG) olarak adlandırılan bu evrenden ayrıntılı bir şekilde bahsetmek istedik zira karşımızdaki eğlenceli bir film olsa da, açıkçası bünyesinde pek “sinemasal sır” barındırmıyor.

Hugh Grant & Chloe Coleman

TTRPG yani Masaüstü rol yapma oyunlarının ne zaman ortaya çıkıp nasıl bir gelişim gösterdiğine bakmadan önce masaüstü rol yapma oyunlarının ne olduğuna ve nasıl oynandığına genel hatları ile bakalım. Bu oyunlarda oyuncular kendilerine kurallar çerçevesinde birer karakter yaratır. Kimi oyunda yaşayanların köle olmasına karşı çıkan ve buna son vermek için ölüleri diriltip onları köle olarak kullanmayı öneren bir büyücü Elf olurken kimi oyunda da beynine taktığı çip sayesinde kameraları ele geçirip düşman bilgisayarlarına sızabilen insan bir hacker olursunuz. Yarattığınız bu karakterlerin rollerine bürünüp gerçek hayattan uzaklaşarak sığındığınız bu dünya, size hayatınızda asla gerçekleşemeyecek deneyimler sunar. Burada artık kısmen ikincil bir benliğiniz vardır.

Sophia Lillis, Justice Smith, Chris Pine, Michelle Rodriguez

Hollandalı düşünür ve tarihçi Johan Huizinga, ilk kez 1938’de yayımlanan Homo Ludens çalışmasında insanın oyun oynamasaydı hayvandan bir farkı kalmayacağını söyler. Ona göre insanı hayvanlardan ayıran şey ne kendi iradesine sahip olması ne de zeki bir varlık olmasıdır. Çünkü hayvanlar yaptıkları eylemleri eğlence arayışından ya da yeni şeyler deneyim etme arzusundan yapmazlar. Onlar tamamıyla hayatta kalma içgüdüleri ile hareket ederler. Zaman içerisinde evrimleşmiş, insanlar tarafından evcilleştirilmiş dahi olsalar yaptıkları her eylem ilkel hayatta kalma içgüdüleri ile açıklanabilir. İnsanlar ise, tam olarak hayatta kalma içgüdüsü ya da ilkel içgüdüler gibi etmenlerle açıklanamayacak denli karmaşık arzuları ile oyun oynarlar. Yeni deneyimler kazanmak isterler.

Daisy Head & Jason Wong

Bu oyunlar da sosyal bir ortamda hayalini kurduğumuz deneyimleri, zihnimizde de olsa yaşamamıza olanak sağlar. Fakat elbette mesele sadece zihnimize, ucu bucağı olmayan hayal gücümüze kalsa bunun artık bir oyun olduğundan söz edemeyiz. Her oyunun tabiatı gereği kuralları olduğu gibi bu oyunun da kuralları var. TTRPG’de kurallar GM (Game Master) yani oyun yöneticisi tarafından denetlenir. Oyun yöneticisi bir nevi hakemdir. Fakat bir diğer görevi de hikâye anlatıcılığıdır. Karakterlerin bulundukları ortamları, karşılaştıkları varlıkları ve olayları oyun yöneticisi betimler. Oyuncular da oyunun kurallarına ve karakterlerine uyarak doğaçlama şekilde rollerini gerçekleştirirler. Şimdi artık bu oyunun tarihinden ve gelişiminden biraz bahsedebiliriz.

Sophia Lillis

Dungeons and Dragons (DnD) – Tarihsel Gelişim

Sıklıkla TTRPG ismi DnD (Dungeons and Dragons) ile birlikte anılır ya da TTRPG türünün bütünü DnD olarak adlandırılır. Bunun sebebi DnD markasının bu tür içinde en başarılısı ve öncülü olmasıdır. Gündelik dilin dönüşümü açısından, tıpkı “Selpak” markasının peçete isminin yerini alması gibi düşünülebilir (editörün notu: Fransızca’da da “Kleenex” markası kağıt mendil anlamında kullanılır). Tür, esasında 1960’ların sonlarında karşımıza çıkan gelişmiş strateji oyunlarının üzerine temellerini kurmuştur. O yıllarda Dave Arneson ile Gary Gygax ilk DnD oyununu piyasa sürer. 1974’te yayımlanan bu sistem rol yapmaktan çok stratejik savaşlara odaklanıyor olsa da büyük bir dönemin önünü açmış kendinden sonra pek çok TTRPG oyununa öncülük etmiştir. Zaten ilerleyen yıllarda da DnD güncellemeler alarak yeni edisyonlarında rol yapmaya daha çok yaklaşır. 90’lar döneminde bilgisayar tabanlı RPG (Role Playing Games) oyunlarının yaygınlaşması ve pazarda etkili olan pek çok kutu oyunu, kart oyunu türevi ürünlerin artması ile TTRPG pazarında ciddi bir gerileme yaşanmıştı. Elbette DnD de buna fazla dayanamaz Gary Gygax’in kurduğu TSR şirketi Wizard of the Coast tarafından satın alınır.

Edd Osmond, ağır makyaj altında Cleric rolünde.

2000’lere geldiğimizde ise DnD markasının büyük bir atılım gerçekleştirdiğini söylemek yanlış olmaz. Ryan Dancey, DnD için OGL (Open Game License) duyurusu yapar (Açık Oyun Lisansı). Bu lisans sayesinde, insanlar d20 olarak bilinen sistemi kullanarak kendileri yeni sistemler, oyuna ek içekiler üretmeye başladı. 2000-2003 yıllarında yayımlanan 3 ve 3.5 edisyonları ise oldukça beğeni toplayarak yan materyaller ile de desteklenince DnD yüksek bir şöhrete kavuştu. Ancak esas vuruşunu 2014 yılında yaptı. Bu yıl 3 Temmuz tarihinde WotC (Wizard of the Coast) 5. edisyonu yayımladı. 5. edisyonun da OGL olması ve Hasbro’nun neredeyse agresif denebilecek reklam kampanyaları ile pek çok diziye ve filme DnD tanıtımı koymasıyla inanılmaz ölçekte popülarite kazandı. Öyle ki Netflix’in en büyük markalarından biri olan Stranger Things bile DnD reklamı yapar oldu. Aynı zamanda artık internetin, sosyal medyanın günümüzde hayatımızın bir parçası olması sayesinde DnD oynamak isteyen insanlar eskisi gibi tek bir mekânda masa başında toplanmak zorunda kalmıyor. İnternet aracılığı ile farklı yerlerden oyuna katılarak aralarındaki mesafe engelini aşabiliyorlar.

Justice Smith, Chris Pine, Sophia Lillis, Michelle Rodriguez

Oyuna Başlarken

DnD nasıl oynanır diye anlatmak şu anda çok doğru olmaz. Çünkü tek yazıya sığabilecek ve hızlı bir okumayla kavranabilecek bir sistem değil. Fakat oyuna aşina olunması açısından biraz bahsedebiliriz. Bahsederken son çıkan sistem olan 5e üzerinden ilerleyerek, ek kitaplara fazla değinmeyeceğiz. Yazının başında da anlattığımız gibi ilk olarak bir karakter yaratmanız gerek. Karakter yaratırken seçmeniz için dokuz tür verilir. Bu türler şunlardır; Dragonborn, Dwarf, Elf, Gnome, Half-Elf, Halfling, Half-Orc, Human, Tiefling. Bunlardan birisi sizin karakterinizin türünü, veya “ırkını” belirleyecektir. Her türün kendine has özellikleri mevcuttur. Bundan sonra karakteriniz için bir sınıf yani bir nevi meslek seçmeniz gerek. Bu sınıflar ise şunlar; Barbarian, Bard, Cleric, Druid, Fighter, Monk, Paladin, Ranger, Rogue, Sorcerer, Warlock, Wizard.

Bu sınıfların her biri size oyun ilerledikçe ve karakteriniz seviye atladıkça farklı yetenekler sağlar. Her birisini detaylı olarak anlatmamız mümkün değil. Bunun için Dungeons and Dragons Player’s Handbook’a bakmanız gerekiyor. Fakat bu yazıya kaynaklık eden Dungeons and Dragons: Honor Among Thieves’den (Zindanlar ve Ejderhalar: Hırsızlar Arasındaki Onur) bahsetmeden önce bu filmde yer alan bazı sınıfları tematik olarak anlatmak yerinde olacaktır. Filmin de ana karakteri olan Bard (günümüzdeki karşılığı: Halk Ozanı) bir müzisyendir. Kendisi müziğin gücünü kullanarak insanları büyüler, onlara cesaret verir. Ekibine zor savaşlardan önce şarkılar söyleyerek moral verir. Savaşın ardındansa anlattığı öykülerle ekipteki yaralıların acılarını hafifletir. İkinci olarak, “barbar sınıfı” (Barbarian) genelde ilk defa DnD oynayacaklara en çok önerilen sınıftır. Teknik kurallarının bir hayli kolay olmasından kaynaklanan bir durum bu. Barbarlar oldukça güçlü kimselerdir. Genelde fazla düşünmeden harekete geçerek ekibin fiziksel gücü olurlar. Şahsen en ilgi çekici bulduğum ve filmde de oldukça önemli bir role sahip Druid sınıfı ise doğadan aldığı gücü kanalize ederek büyü yapan ve aynı zamanda belli başlı hayvanlara dönüşebilen shapeshifter bir sınıftır. Son olarak Sorcerer’dan bahsedelim. Kendisi atalarından gelen, kanında var olan güç ile büyü yapar. Büyüleri genelde yüksek hasar odaklı düşmanını yok etmek üzerine kurulu bir sınıftır. Şayet elinden alev topları fırlatan büyüde uzman birisini oynamak isterseniz Sorcerer bunun için harika bir seçim olacaktır.

Film Hakkında

Evet filmin dayandığı geniş kültürü olabildiğince yüzeysel şekilde özetledikten sonra film hakkında yorumlara geçebiliriz. Şu ana kadar pek çok noktada oyunun mekanik olarak gelişiminden ve nasıl çalıştığından bahsettik. Fakat bu külliyatın bir de öyküsel yani lore kısmı mevcut. DnD yıllar içeresinde bir evrene sahip oldu. O evren hakkında onlarca roman kaleme alınıp kural kitaplarına getirilen ek kitaplar ile bu world-building desteklendi. Ejderha Mızrağı Destanı ya da Drizzt Efsanesi roman serileri en çok bilinenlerdir. Bu evrenin kendine ait karakterleri ve hikayeleri var. Peki film bunları ne denli kullanıyor?

Film, DnD hakkında önceden yazılan kaynaklara pek çok noktada başvuruyor. Hikâyenin baş kötüsü bile ilk olarak Ed Greenwood’un 1977’de kaleme aldığı kısa bir öyküsünde yer alan, daha sonra üzerine romanlar ve macera kitapları çıkarılan Szass Tam. Fakat aynı zamanda bu dünyaya kendisi de bir şeyler katmayı ihmal etmiyor. Külliyata yeni öyküler ve karakterler kazandırıp kendi yaratıcılığı ile bizlere ilk defa gördüğümüz karakterler sunuyor. Bu karakterlerin bizim oyunlarda oynadığımız bir parti (DnD oyunlarında toplu halde maceraya çıkan ekiplere “parti” denir) gibi maceraya atılmaları ve her birinin farklı sınıflara mensup olması oyunu oynarken yaşadığımız deneyimleri, oyunda gördüğümüz maceraların kokusunu almamızı sağlıyor.

Sıklıkla oldukça klişe karakter tasvirleri kullanarak hemen hemen her oyuncuyu ufak da olsa bir yerlerden yakalamayı başarmış film. Lore dediğimiz yere dahil olan Neverwinter, Baldur’s Gate gibi şehirleri kullanarak yüzümüzde hoş bir tebessüm oluşturuyor. Masa başında oynadığınız maceraları size anımsatan sahnelerle pek çok noktada karşılaşıyorsunuz. Bunu yaparken de sık sık mizaha bel bağlıyor ancak şakanın dozunu kaçırmaktan uzak duruyor: DnD evreninin hak ettiği gibi komik ama gülünç olmayan bir yapıya sahip. En ciddi anlarında bile burada izlediğimiz karakterlerin birer maceracı olduğunu bize hatırlatmaktan geri durmuyor. Filmdeki maceracı grup Bard (Chris Pine), Barbarian (Michelle Rodriguez), Sorcerer (Justice Smith) ve Druid (Sophia Lillis) olmak üzere dört kişiden oluşuyor.

Michelle Rodriguez & Chris Pine

Film genel olarak kural kitabına, oyunun mekanik kurallarına bağlı kalmaktansa rule of cool bir anlayış benimsemiş. Bunun en büyük örneğini filmin daha ilk bölümünde Druid karakterin 5. level olmasına rağmen 4-5 defa şekil değiştirmesinden anlayabiliriz. Normal şartlar altında 5e sistemine göre bu seviyede bir Druid gün içerisinde en fazla 2 defa şekil değiştirebilir. Fakat DnD yaratıkları konusunda oldukça cömert davranmışlar. Kişisel bir not eklemem gerekirse bir DM (Dungeon Master: DnD oyununda oyun yöneticisinin unvanı) olarak oyuncularımın karşısına çıkardığım yaratıkları sinemada görmek güzel bir deneyimdi. Eminim pek çok DM bu konuda memnuniyet duyacaktır, zira daha önce dediğimiz gibi o yaratıkları sinema perdesine taşırken yüksek ölçekte kitaptaki kurallara bağlı kalmışlar. Filmde kullanılan dekorlar ve kostümler oldukça güzel olsalar da genel olarak yapay bir dünya izlenimi vermekte. Öyle ki bazı sahnelerde CGI sebebiyle kendimi animasyon izliyormuşum gibi hissettim. Aksiyon sekansları ise ortalama bir aksiyon filminde karşılaştığımız cinsten.

Hugh Grant

Elbette film buna fantastik dünyanın materyallerini katarak farklı bir lezzet vermeyi ihmal etmiyor. Yapım ekibini  tekrar hatırlatalım, yönetmen koltuğunu Jonathan Goldstein ve John Francis Daley paylaşıyor. Senaryoyu da yine kendileri kaleme almışlar. Tabi ki senaryo öncesi hikâye kısmında farklı bir ekip bulunuyor. Senaryonun hikayesi ise Chris McKay ve Michael Gilio ortaklığından doğmuş. Ekranda izlediğimiz, filmin yüzlerinden bahsedecek olursak oyuncu kadrosu seyircisini fazlasıyla tatmin ediyor. Özellikle modern IT / O filmlerinden tanıdığımız Sophia Lillis, canlandırdığı Doric karakteri ile şahane bir iş çıkarmış. Usta oyuncular Chris Pine, Michelle Rodriguez ve Hugh Grant ise klişe karakterleri alıp son derece akılda kalıcı performanslar sergilemişler. Diğer önemli rollerde izlediğimiz Regé-Jean Page, Daisy Head ve Justice Smith’in oyunculukları da çok iyi. Özellikle DnD evreninde Paladin nedir, Rogue nasıl olur gibi sorulara kanlı canlı örnek olmuşlar.

Kısacası karşımızda DnD külliyatına saygı duyan ve bu evrenin özünü anlamış bir ekip tarafından çekilen bir film var. Şayet DnD oyunu ile bir geçmişiniz olduysa sizin için oldukça eğlenceli bir deneyim olacaktır. Daha önce bu dünya ile hiçbir bağınız olmamışsa bile keyifli bir 2 saat geçirmeniz çok olası. Hiç değilse Dungeons and Dragons: Honor Among Thieves, 2000’lerde çekilen ve DnD evrenine hakaret gibi gelen filmlerin bizlerde bıraktığı yaralara merhem sürmüş diyebiliriz.

Ömer Faruk Orhan

Bir Cevap Yazın