WOYZECK: Yaşam Denilen Şu Ölümcül Hastalık

Varoluşu denizde bir o yana bir bu yana salınan, ne yüzmeyi ne de batmayı becerebilen dümensiz bir gemiye benzeten Verlaine, hayattan dem vurduğunda en çok patibulaire (mezara özgü), spleen (iç sıkıntısı), sépulture (Araf) ve atroce (korkunç) sözcüklerini kullanan Baudelaire, olasılık kavramına “kişinin kendini öldürebiliyor olmasının ilgi çekici yanı” düzleminde yaklaşan Woolf, hayatta olduğu her an … Okumaya devam et WOYZECK: Yaşam Denilen Şu Ölümcül Hastalık

Roy Andersson ve ABOUT ENDLESSNESS: Düzenden Gelen Kaos ve Hayatın İç Gıcıklayıcı Absürtlüğü

2000 yılının Nisan ayı, 19. İstanbul Film Festivali. Daha 20 yaşımda bile değilim, sinema salonunda yerimizi almış, adını hiç duymadığımız İsveçli bir yönetmenin filminin başlamasını bekliyoruz. Filmin adı Songs From The Second Floor. Neden böyle bir isim koymuş acaba diye düşünürken film başladı. Kelimenin tam anlamıyla gözlerime inanamamış, o yaşımda “sinemada bunları yapmak, bu konuları … Okumaya devam et Roy Andersson ve ABOUT ENDLESSNESS: Düzenden Gelen Kaos ve Hayatın İç Gıcıklayıcı Absürtlüğü