SERVANT (Sezon 2, Bölüm 5: CAKE) – Olduğum Şey Asla Gösterdiğim Şey Değildir

Sinema tarihinde, yapımlarda “yemek” unsurunun kullanılması (La Grande Bouffe, Babette’s Feast, vs.) geleneksel sinematografik hazzın en temel yansımalarından biridir. Öyle ki bazı tabulaşmış cinsel göndermeler yemek gibi insanın en temel ihtiyacıyla sembolize edilerek yansıtılabilir. Bu durumda yemek unsurunun her ön planda olduğu yapımda yemek öznesi doğrudan asıl öznenin sahtekarlığından, saklı yüzünden beslenir. Böylece yemek, asıl imgenin bir temsili olarak karşımıza çıkarken imgenin sahteliğini fark etmek de başka bir öznenin doğmasına neden oluyor. Her ne kadar bu durum ana karakter üzerinde tanımsız bir portre çizmiş olsa da, söz konusu niteliğinden ödün vermesine neden olmuyor.

İzlerken karnımızın iyice acıkmasına sebep olan Servant, ikinci sezonun beşinci bölümünde de yemekle ilişkisini bozmadı. Dizinin ikinci sezonu başladığından beri yapılan yemeklerin, tüketilen öğünlerin belli göndermelerine, ana karakterler aracılığıyla tanık oluyoruz. Cake adlı bu bölümde ise Leanne Grayson’ın (Nell Tiger Free) yaptığı kek ile artık doğrudan İsa Mesih’e yapılan göndermeleri rahatlıkla görebiliyoruz. Bölümün hemen açılışında Leanne’in Angela (plastik manken) ile olan bakışları, konuşması, ona karşı oturma pozisyonu Angela’yı seyirciye doğrudan tanrı rolüne bürünmüş bir nesne olarak gösteriyor. Kekin ise dinsel bir araç olarak kullanıma açılması tam da bu noktada başlıyor. Burada İngilizce’deki “cake” sözcüğünün dilimizde “pasta” anlamına geldiğini de belirtelim, ancak Leanne yaptığı tatlıya tarif gereği yaklaşık 5 ölçek un koyduğu ve tatlı piştikten sonra görsel olarak pastaya pek benzemediği için, yazımızda “kek” karşılığını kullandık.

Gerçekçi Temsil, Yokluğu Tetikler

Diziye adını veren tatlının, King Cake olduğunu belirtmekte fayda var. Bununla beraber dizinin artık imgelerinin üstü kapalı bir şekilde değil de her şeyini açık bir şekilde, tamamen çıplak halde sergilediğini görebiliriz. Bu keki tarih sayfasında ilk olarak Antik Roma’daki Saturnalia (17-23 Aralık) festivalinde, daha çok “galette” (yayvan kek) tarzında yapılmış bir tatlı olarak görmemiz mümkün. Diziyle bu kek arasındaki en büyük fark ise kekin içine konan temsili unsur: Festivalin ritüeline göre bu kekin içine bir fasulye saklanırken, dizide ise fasulyenin yerini neredeyse aynı boyutta ufak, porselen bir bebek alıyor. Kekin adı ise yine dizide imgelendiği gibi özel veya yüce olanı, kralı (“king for a day” oyun sınırları içinde) seçmek için yapılan temsili törenden geliyor. Doğrudan Epifani (Epiphany) ile bağlantısı olan bu kek, içinde birçok dinsel gönderme barındırırken aynı zamanda Leanne’in kendi içindeki aydınlanmasına da dikkat çektiği için önem arz ediyor.

Aydınlanma ile gelen bir rüya hali Leanne’ın üzerinde doğrudan bir katarsis yaratıyor, onun bu katarsisi bir nesne olarak Angela ile bağlantı kurarken Leanne’ın yüzleşmesinin kendince ikna edici ve duygusal bir biçimini görmek de mümkün. Şunu da eklemek gerekir ki King Cake’in hem Antik tarihte hem de modern din tarihinde beraberinde meydana gelmesi gereken belli ritüelleri var. Ancak dizinin bu bölümünde bu ritüellere dair bir gönderme ya da doğrudan bir kullanım bulunmuyor. King Cake burada sadece bir temsil olarak varlığını sürdürürken Leanne karakteri ile kurduğu her ilişkide kendi temsilini yok etmeyi tetiklediği aşikar.  

Bu tatlının kökeni Antik Roma’daki Saturnalia festivaline dayanıyor olsa da, bu kutlamanın Orta Çağ’dan itibaren Hristiyan geleneğine, özellikle de Epifani bayramıyla eşleştirilmiş olması, dizideki göndermeler açısından büyük öneme sahip. Epifani, Hristiyan inancında “üç müneccimin (Three Kings) bebek İsa’yı ziyaret ettiği gün” olarak, Ocak ayında kutlanan bir bayram. Tüm bu bilgiler ışığında ise, önümüze şöyle bir tesadüfler / göndermeler tablosu çıkıyor.

Kaynak (soldaki sütundaki alıntılar)

Yukarıdaki tabloya elbette Jericho adının İncil’deki yansıması da eklenebilir. Günümüzde Ürdün Nehri’nin yanında bir yerleşim yeri olan Jericho’nun (Eriha), İncil’de “yıkılan şehir” olarak geçmesi önemli, çünkü kentin duvarları (surları) yıkıldıktan sonra, Joshua (Yuşa) kenti yeniden inşa edecek olan herkesin lanetleneceğini buyurmuştur. Buradan da elbette dizide karşılık bulan, “öldükten sonra tekrar diriltilmemesi gereken” Jericho’ya geçiyoruz. İncil’de bir yer adı olan Jericho, dizide de tıpkı bir mekan gibi işlev görüyor: Zenginlikleri nedeniyle herkesin ulaşmak istediği, yok edildikten sonra bile yeniden diriltilmeye veya yerine başka bir şey inşa edilmeye çalışılan, bebek Jericho.

Kek Hazır, Peki Doğum Gerçekleşti mi?

Dizinin başından beri Jericho üzerinden yapılan dini göndermeler, dizinin bu sezonunda kullanılan kek unsuru ile “Acaba Jericho’yu tekrar görebilecek miyiz?” sorusunu doğurdu. Epifani kelimesinin, “ortaya, çıkma, görünme, sanrı” vs. gibi anlamları barındırıyor olması da cabası. Dizi boyunca ısrarlı yokluğuyla seyircinin merakını gitgide yükselten Jericho, akıllarda sayısız soru işareti bırakmaya devam ediyor. Tam bir imge karnavalı olan dizinin bu bölümü anlaşılmayı bekleyen durumlar konusunda izleyiciye adeta “ödevini yapıp öyle gel” diyor.

Üç Kral Yola Çıktı, Gelecekte Beklenen Mutluluk Bizim Olacak mı?

Dizinin bu bölümünde kek detayıyla beraber, evin içinde veya AVM’de Jericho avına çıkmış ana bireyler (Dorothy, Sean, Julian) adeta Epifani Bayramı’ndaki üç kral anlatısı gibi hareket halindedir. Bayramın kendini gerçek kılmasıyla beklenen “mutluluk” imgesini dizinin bu bölümünde açık bir şekilde görmüş olmasak da ilk sezonun favori karakteri George Amca’nın (Boris McGiver) ortaya çıkmasıyla beraber en azından Leanne için bazı tohumlar meyve verecek gibi görünüyor. Örneğin Hristiyan geleneğinde Ocak ayında kutlanan Epifani bayramından sonra normalde oruç tutulan günler gelmekte, dizinin ilerleyen bölümlerinde Leanne’in bu geleneği takip edip etmeyeceği de merak konusu.

King Cake imgesinin aynı zamanda hayali bir durumu temsil edebileceğinin de farkında olduğumuzdan ve sezonun sonlarına doğru yol aldığımızdan, izleyiciye verilen tüm bu işaretlerin bizi olmayan bir sona sürüklediği konusunda her zaman soru işaretleri mevcut. İlk sezonundan beri tekil bir hikâyeye asla sahip olmayan Servant, temsil ettiği en gerçekçi imgeyi, doğurduğu imgenin (Jericho) yokluğuyla sınıyor. Dizinin manaya dayalı olan tüm yüzlerini birer birer sökmesi ve manayı kara deliğinden çıkarma çabaları temsil ettiği imgenin fantazmagorisine güç katıyor.

Dizinin bu bölümünde, yönetmen koltuğunda serinin ilk sezonunda Boba adlı 8. bölümü de yöneten Lisa Brühlmann’ı görüyoruz. M. Night Shyamalan’ın açıklamasına göre Brühlmann, 2017 yılında yönetmiş olduğu ve adeta bir metamorfoz anlatısı olan Blue My Mind ile Shyamalan’ı büyülemiş olan bir isim. Kamerasının kesinlikle özgün olduğunu söylemeliyiz, özellikle hem olaylar hem de nesneler açısından detaylara odaklanması ve karakterlerin üzerindeki gergin duruşu en yumuşak dokudaki sahnelerde bile hissettirmesi, yönetmenliğinin güçlü olduğunun en iyi göstergelerinden. Brühlmann sayesinde, bu bölümü izlerken fark ettik ki her yönetmenin Turner’ların evinde bir açılıp bir kapanan çukur ve yarıklara olan bakış açısı çok farklı. Evin neredeyse atan kalbi haline gelen bodrum katındaki çukur, dizinin her bölümünde en önemli karakter olarak, bir tür “ölüm” numarası yapar gibi karşımıza çıkıyor. Olasılıklar sonsuz.

Leanne’in paradoksal olarak Turner’ların evindeki çoğul olanı, Kendi’nin isyanı ile bölüp sarmaya çalışması ve bölünmez olana karşı gösterdiği direnç, onun kendince sergilediği bir ayaklanma olarak güzel bir başlangıç yaratıyor. Dizinin Isabella Eklöf tarafından yönetilecek olan bir sonraki bölümü “Espresso”, Leanne’in bu paradoksal isyanının bir devamı mı yoksa nihai noktası olarak mı belirecek, hep birlikte göreceğiz.

Burcu Meltem Tohum

SERVANT 2. Sezon Tüm Bölümler (yeni pencerede açılır)

Bir Cevap Yazın