Birkaç saat önce (4 Kasım 2021) Alejandro Jodorowsky ile Taika Waititi, sosyal medya hesapları üzerinden video formatında (video aşağıda) yaptıkları resmî duyuruda, Jodorowsky’nin yazdığı INCAL adlı çizgi roman serisinin, Taika Waititi tarafından sinemaya uyarlanacağı bilgisini paylaştılar. Video Jodorowsky’nin 1975 yılında Hollywood’dan yeşil ışık alamadığı için son anda rafa kaldırılan projesi DUNE ile açılıyor. Frank Pavich’in Jodorowsky’s Dune adlı son derece ilgi çekici ve ufuk açıcı belgeseli hakkındaki yazımıza buradan ulaşabilirsiniz. Jodorowsky şöyle diyor Pavich’in belgeselinden alıntılanan görüntülerde: “Dune’u hayata geçiremediğime göre, Frank Herbert’ın eserine ekibimle beraber getirdiğimiz yorumun yansımalarını çizgiroman dünyasında devam ettirebilirim dedim. Biz de Moebius (Jean Giraud) ile bir araya gelip Incal’ı yazmaya başladık”.
Dolayısıyla birçok ciltten ve bölümden oluşan, 1980 – 2014 gibi geniş bir yayınlama dönemine sahip (Metabarons ile Technopriests gibi spin-off’ları da unutmadan) INCAL serisi, Frank Herbert’ın Dune’undan büyük ölçüde etkiler barındırıyor, yine bir “space opera” söz konusu ve yine çoklu evrenler, sayısız karakterler, en önemlisi de sayısız yeni fikirler mevcut devasa Incal anlatısında. Siz haklı olarak “o zaman Incal, Dune’un çizgi roman versiyonu mu?” diye sormadan önce hemen araya girelim: Hayır. Incal’ı incelediğimizde, bu soruya olumlu cevap verecek kadar fazla öğe bulunmuyor elbette, Herbert’a ve fikirlerine bir saygı duruşundan bahsedilebilir muhakkak, bu noktada da belki göz ardı ettiğimiz odadaki filden bahsetmekte fayda var: Alejandro Jodorowsky!

Fando and Lis (1968), El Topo (1970), The Holy Mountain (1973) ve Santa Sangre (1989) gibi birçok başyapıta imza atmış olan Şili doğumlu yönetmen, oyuncu ve çizgi roman sanatçısı Alejandro Jodorowsky’nin filmografisi için “sıradışı” veya “şok edici” sıfatları oldukça hafif kalıyor. Jodorowsky’nin sanatçı kimliği altında birçok farklı branşın mevcut olduğunu da hatırlatalım: senarist, yazar, şair, oyun yazarı, tiyatro yöneticisi, prodüktör, müzisyen, besteci, kukla oynatıcısı, pandomim sanatçısı, ressam ve heykeltıraş. Kendisinin 92 yaşında olduğunu ve hala şevkle yeni projeler üzerinde çalıştığını düşünürsek, bu liste eminiz ki daha da uzayacaktır. Kısacası Incal her ne kadar Dune’dan esinler barındırsa da, çizgi romanın her sayfasına ve her satırına Jodorowsky’nin kendine özgü dünyasının nüfuz etmiş olduğunu da unutmayalım.

Sonuçta 1975 yılında, çekimlere başlamaya resmen aylar kala iptal olan Dune projesi gerçekleşseydi, Jodorowsky kendi filmini, hiçbir Frank Herbert romanında bulunmayan bir şekilde bitirecekti: Ana karakter Paul Atreides bir gezegene dönüşecek, üzerinde yaşayan tüm canlıları bu yeni formda korumaya ve kollamaya devam edecekti. Stüdyolardan yeşil ışık almama sebebi biraz da buna dayanıyordu şüphesiz, zira devam filmi imkanı yoktu. Tüm filmi ana karakter Paul üzerine kurup, sonunda onun ölümüne ve bir gezegene dönüşmesine tanık oluyorsunuz, Frank Pavich’in belgeselinde Nicolas Winding Refn’in de dediği gibi, “bundan daha net bir son olamaz”.

Duyuru videosunda Jodorowsky “92 yaşımdayım, bu kadar büyük bir projeye girişmek istemiyorum” diye ekliyor. İster istemez bunu söylemesinde 1975’te, neredeyse tamamen hazır olan filmi için oluşturduğu devasa prodüksiyon kitabı elinde, stüdyo stüdyo gezdiği dönemle ilgili anıları belli bir rol oynamıştır. Açıkçası belki 65 veya 70 yaşında bile olsaydı yine de Incal koşturmacasına girmemeyi tercih edebilirdi. Belki de bu yüzden söz konusu Hollywood olduğunda, uzaması muhtemel bazı süreçleri baypas etmesi, bazı engelleri aşması kuvvetle muhtemel olan Taika Waititi tercih edildi. Elbette tek sebep bu değil, çünkü Waititi de “herhangi bir Hollywood yönetmeni” değil. Sadece Thor gibi “daha ana akım olamaz” denebilecek bir franchise’a bile kendinden bir şeyler katabilmesi takdiri hak ediyorken, Eagle vs Shark (2007), Boy (2010) veya What We Do in the Shadows (2014) gibi aykırı filmlere imza atmış olması da göz ardı edilemeyecek bir durum.

Jodorowsky, Yeni Zelanda doğumlu Taika Waititi hakkında “bu proje için en doğru kişi o, çünkü kendisi Incal’ı çok iyi anlayarak Jodorowsky’nin değil, Waititi’nin Incal’ını çekebilecek bir yönetmen” diyerek ekliyor: “Sinemada yönetmen, tanrıdır ve bir filmi çekerken kendi karakteri, gerçekte kim olduğu filmin her karesine yansır. Yönetmen kaynak metni alır, özümser ve kendine ait hale getirerek, dönüştürerek bir yapıt doğurur”. Sonuç olarak Jodorowsky, Taika Waititi ve Incal’ın bir arada bulunacağı bir projeden çok güzel şeyler doğacağına olan inancımız tam, filmin çekim aşamaları hayli uzun süreceğinden, Incal serisine başlamak veya seriyi tekrar ziyaret etmek için bolca vaktimiz var. Bol filmli günler!
