Hayal Edilebilecek Olanın Ötesinde: COLOR OUT OF SPACE

İKSV – Film’in çevrimiçi Mart Seçkisi sayesinde tanıştığımız Richard Stanley’nin 2019 yapımı Color Out of Space filmi hakkında yazmak için harika bir gün. Neden derseniz, bugün, yani 15 Mart, “Colour Out of Space” öyküsünün yazarı H.P. Lovecraft’ın 84. ölüm yıldönümü. Dahası söz konusu öykü, Lovecraft tarafından 1927 yılının Mart ayında kaleme alınmış. Bu açıdan filmin Mart Seçkisi’nde yer alması da hoş bir tesadüf. Kısaca Gardner ailesinin arazisine düşen bir meteorun yol açtığı tam anlamıyla “akıl almaz” olayları konu edinen Color Out of Space bilim kurgu, korku ve gerilim ekseninde ilerleyen bir yapıya sahip. Üstelik bir “Lovecraft Üçlemesi”nin ilk ayağı.

Filmin Mandy (2018) ve Daniel isn’t Real (2019) gibi filmlerin atmosferini paylaşıyor olması tesadüf değil, zira farklı yönetmenlerin elinden çıksalar da, üç filmin de prodüktörleri aynı: Elijah Wood’un kurduğu prodüksiyon şirketi SpectreVision. “Uzaydan gelen tehlike” klişesi etrafında ilerliyor gibi görünse de, aslında Lovecraft’ın yapmak istediğine sadık olarak çekilmiş bir uyarlama var karşımızda: “Hayal bile edemeyeceğimiz bir tehlike”. ABD’li yazarın öyküsünde de uzaydan gelen bu tehlikenin kendini iyice gösterdiği kısımlar aşırı derecede genel, ayrıntıya girmeden, açıklama yapmadan betimlenmiş. Bunu elbette bilinçli olarak yapmış Lovecraft çünkü dediğimiz gibi, “hayal edilemeyecek bir tehlike”, betimlenemez de. Sonuçları betimlenebilir, ancak nedenleri ve nasıl olduğu da ayrıntılı olarak betimlenebiliyorsa, hayal etme eylemi tamamlanmış olacaktır.

“İnsan ruhu gerçekten olmamış hiçbir şeyi hayal edemez” demiş Edgar Allan Poe. İşte Lovecraft’ın bu eseri de, sanki Poe’yu haksız çıkartmak için yazılmış adeta. Ne de olsa Poe’nun cümlesi, ona hiçbir yan anlam yüklemediğimiz takdirde, hayal gücünün zıddını işaret eder nitelikte. Poe’nun bu savını belki de Gérard de Nerval’in “Aurélia ou le rêve et la vie” (1855) adlı eserindeki önermeyle değiştirmek daha yerinde olacaktır: “İnsanın hayal gücünün yarattığı hiçbirşey yoktur ki, bu dünya [veya] öteki dünyalar için doğru olmasın”. Bu saptama, en azından benim için, edebî yaratım düzlemindeki sonsuzluğu daha iyi tanımlıyor. İnsanın hayal evreninden çıkan herşey farklı dünyalarda, farklı evrenlerde ve hatta yine başka hayali oluşumlarda pekala vücut buluyor olabilir, dediğim gibi bu saptama sadece yazınsal boyutta kalsa da, boynumuza umuttan yapılma bir çelenk geçirecek türden.

Yukarıda oyuncu Elijah Wood’un kurucusu olduğu yapım şirketinden bahsettik, SpectreVision’ın yapımcılığını üstlendiği iki filmde de Nicolas Cage’in oynuyor olması (diğeri Mandy) bizi hayli memnun etti, zira son yıllarda “tuhaf bir film izledim” cümlesinden sonra adı geçmesi muhtemel oyuncular arasındaki yerini aldı Cage ve bu “tuhaf, tekinsiz, sıradışı” performansları da harika bir şekilde teslim ediyor. Nathan’ı canlandıran Nicolas Cage dışında diğer önemli roller Joely Richardson (Theresa), Madeleine Arthur (Lavinia), Elliot Knight (Ward), Tommy Chong (Ezra), Brendan Meyer (Benny) ve en son WandaVision’da izlediğimiz Julian Hilliard (Jack) arasında paylaşılmış durumda. Filmin ilk dakikasından itibaren yarattığı önce şiirsel, ardından cehennemî atmosfer gibi, oyunculuklar da çok iyi.

Yönetmen, The Hollywood Reporter’a verdiği röportajda bir Lovecraft Üçlemesi planladığını söylemiş. Color Out of Space’in bulaşıcı atmosferi nedeniyle bu habere çok sevindik, ikinci film yine Lovecraft’ın kısa öykülerinden “The Dunwich Horror” üzerine kurulu olacak, üçüncü film hakkındaysa henüz kafasında şekillendirmediği için bir bilgi vermemiş yönetmen. Ancak Stanley, üçüncü filmi Lovecraft’ın imzası haline gelen Cthulhu Mitosu’ndaki Kadimler’in (The Old Ones) Dünya’ya geri dönüşüyle sonlandırabileceğinin mesajını vermekten de geri durmamış. Color Out of Space’de birkaç defa kameranın zoom yaptığı Necronomicon kitabının, benzer adlı başka bir Lovecraft öyküsüne (“çarpıtılmış tarih yazını” olarak nitelendirilir) gönderme yapıp yapmadığı, dahası bu göndermenin üçüncü filme ışık tutup tutmadığı da merak konusu tabii.

Sonuç olarak ister bilim kurgu veya gerilim, ister uzay konulu filmleri seviyor olun, Color Out of Space’i beğeneceğinizden eminiz. Dediğimiz gibi “hayal edilemeyecek olan” bir tehlikeyi merkezine taşımasını çok değerli bulduğumuz bir yapım bu. Edebiyatta veya sanatta ifade edilen, canlandırılan, betimlenen tüm “dünya dışı” varlıklar, yine insan tarafından hayal ediliyor ve sonuç olarak da karşımıza insanın duyuları, güdüleri ve habitatıyla sınırlı betimlemeler çıkıyor. Lovecraft da burada devreye giriyor, hayal ettiği “akıl almaz” tehlikeyi gerçekten de açıklanmayan bir seviyede bırakıyor. Sonuçlarını paylaşsa da, nedenini veya nasılını olduğu gibi bırakıyor ki gerilimin dozu artsın, okur veya seyirci olarak karşı karşıya olduğumuz bu bilinmezin, insanın hayal gücünün bir ürünü olduğuna olan inancımız sarsılsın.

H. Necmi Öztürk


EDIT: Yazımızın yayınlanmasının ardından yönetmen Richard Stanley hakkında en hafif tabiriyle “mide bulandırıcı” haberler ortaya çıktı. Birlikte bir ömür geçirme sözü verdiği insanlara şiddet uygulayan şahsı Dial M for Movie olarak şiddetle kınıyor, yazımızı da sırf taşıdığı haber değeri nedeniyle bu şekilde bırakıyoruz. SpectreVision ve birçok ev sineması şirketi de yönetmen ile bir daha çalışmayacaklarını sosyal medya üzerinden beyan ettiler. Color Out of Space‘in artık bir üçlemenin ilk ayağı değil, son derece üzücü haberlerle anılacak olan tuhaf bir görsel yaratım olduğu şüphe götürmez. Film, oyuncular ve filme harcanan onca emek adına gerçekten çok yazık.

Bir Cevap Yazın