THE UNINVITED: Hayaletli Ev Alt Türünü Belirleyen Bir İlk Film

Orson Welles, ilk uzun metrajlı filmi olan Citizen Kane’i çekmeden önce, sinemayı daha iyi anlamak ve kendini geliştirmek için, John Ford’un Stagecoach / Posta Arabası (1939) filmini tam 40 defa izlediğini iddia eder. Bunu söyleme sebebimiz, ilk filmlerin yönetmenler için ne kadar önemli olabileceğinin altını çizebilmek, zira Lewis Allen da bu ilk filmini çektiğinde, sadece 21 yaşındaydı. The Uninvited’ ı Citizen Kane seviyesine taşımak gibi bir niyetimiz olmasa da, çekim tarihi açısından bu ilk filmin, hayalet öykülerinin anlatıldığı sinema türüne birçok açıdan öncülük ettiğini, günümüzde “klişe” olarak adlandırdığımız birçok motifin bu filme dayandığını söylemekle başlayalım yazımıza.

1944 yapımı The Uninvited, Lewis Allen’ın yönetmenliğinde seyirciye gotik bir serüvenin kapılarını aralıyor. Filmin, Fransız Wild Side şirketinin restore ederek güzel bir DVD seti halinde yayınladığı versiyonunu temel aldığımız yazımızda, çeşitli eleştirmenler tarafından film üzerine yapılan değerlendirmelerden de faydalanacağız. Türkiye’de zamanında (1946) “Davetsiz Misafir” adıyla gösterime girmiş olan “The Uninvited”, her ne kadar siyah-beyaz bir film olsa da, canlılığını ve renkliliğini hikâyesinden alıyor diyebiliriz. 

Wild Side ve Criterion firmalarının DVD / Bluray kapak tercihi.

Filmin Fransa’da “La falaise mystérieuse” (Gizemli Uçurum) adıyla gösterime girmiş olması büyük talihsizlik, çünkü filmin sonuyla ilgili bazı ipuçlarını açık eden bir adlandırma aslında bu. Eleştirmen Patrick Brion da aynı şekilde bu talihsizliğin altını çizmiş filmle ilgili kaleme aldığı denemesinde. Neyse ki bu durum filmin ne İngilizce’si ne de Türkçe’si için geçerli. En azından bu yazıyı okumadan önce filmi izlemişseniz bunu daha iyi anlayabileceğinizi düşünüyoruz.

Özgün Kodlar

The Uninvited; müziği, atmosferi ve yer yer kurgusuyla haklı olarak Jacques Tourneur’nin “Cat People” ve “The Leopard Man” filmleriyle karşılaştırılmaktadır. Allen’ın bu filminin öğeleri her ne kadar kendi döneminin bazı filmleriyle benzerlik taşısa da, ondaki film duyumu çok daha yumuşak bir dokunuşla kendini gerçekleştirmektedir. 

Müzikleri Victor Young tarafından yapılan filmde, müziğin tınıları o kadar yumuşak ve durudur ki izlerken her ne kadar filmin hangi türe ait olduğunu bilsek de, hikâyenin hayaletlerle ilgisi olmadığını düşündürtür bize. Ancak kullanılan dekor, sis, karartılar, terk edilmiş ev, beklenmeyen anlarda mekâna hâkim olan soğuk hava, hayvanların tepkileri gibi noktalar, filmde iki zıt durumun bir araya gelmesini sağlamıştır. Bu da filmi, tüm benzerlerinden farklı bir noktaya taşır.

Allen ve Korku Prototipleri

Bir evin hayaletler tarafından lanetlenmesi veya hayaletlerin bir eve musallat olması konulu anlatılar günümüze daha çok Anglosakson geleneğinden gelmiştir. Sinemada da bu hikâyeleri 1940’lardan itibaren daha sık görmeye başladığımızı söyleyebiliriz. Üstelik hayaletler sinemada bir dönem daha çok komedi unsuru şeklinde yer aldı. Bu noktada ilginç olan önce hayaletlerle eğlenip onlara gülmüş, ancak daha sonra onlardan korkmuş olmamız. Animasyon filmleri dışında günümüzde hayaletlerin komedi unsuruyla birleştirilerek yansıtılması son derece nadir bir durum. Hayaletlerle iyi anlaşır gibi görünürken zamanla onlarla aramızın bozulmuş olması gerçeğini de ayrı bir sosyolojik makale konusu olarak bir kenara bırakalım.

Söz komediden açılmışken The Uninvited, kendince bir mizah duygusu da olan bir film aynı zamanda. Aslında tam da bu sebeple, hayalet kavramı onda korkutucu bir unsur halini alıyor. Yine bundan dolayı da, “lanetli ev” temalı filmlerin köklerini oluşturan en önemli filmlerden biri.

Anlamın İçerikle Bağlantısı

Filmin çatısı genel çerçevede bir evin daha önceki sahibi tarafından işaretlenmesinin, bir anlamda lanetlenmesinin kaldırılması veya sebeplerinin anlaşılması üzerine kurulu. Çekim teknikleri; gölge ve ışık kullanımı açısından The Uninvited, Alfred Hitchcock’un 1939 yapımı Rebecca veya 1948 yapımı The Paradine Case filmlerine benzetiliyor.

Rebecca’nın alamet-i farika haline gelmiş karelerinden biri.

Ne var ki film, hayalet kavramını cisimleştirmekten çok, “hayalet” fikrini izleyicilere vermeye çalışır: Çiçeklerin evin sadece belli bir yerinde aniden solması, geceleri belli bir saatte ağlama seslerinin gelmesi, evdeki kokunun zaman zaman değişmesi gibi. Bunun yanı sıra filmi diğer hayaletli filmlerden ayıran bir başka unsur ise bu tip filmlerde çoğu zaman gördüğümüz mutlu ve evli çift klişesine Allen’ın filminde rastlamıyor oluşumuz. Onun filminde anlatım içinde anlatım görebilmemiz mümkün çünkü filmdeki hayaletler sadece korkutmak için yoktur, aksine kendilerinden mesaj taşırlar. Yönetmen, görüntüleri, resimleri, ışıkları sıralayarak hikayesine yerleştirir. 

Hayaletler, Işık ve gölge

1932 yapımı “A Farewell to Arms” filmindeki aynı göreviyle Oscar kazanan filmin görüntü yönetmeni Charles Lang Jr, filmde yarattığı atmosferle izleyicinin merak duygusunu harekete geçirmeyi başarıyor. Sinemada, özellikle günümüzde renk unsurunun çok güçlü bir anlatım aracı olduğuna inanılır ve bu durum eleştirmenlerce, doğanın renk unsurlarının bizde bir anlamı olmasıyla açıklanır. Bu yaklaşım siyah-beyaz filmler için de geçerlidir. Ancak başka bir bakış açısıyla Lang, hikâyenin karanlık yapısıyla filmde kullanılan “karanlık” unsuru ortak paydada buluşturarak, her ikisini de izleyiciye mesaj iletmede farklı araçlar olarak görmemiş, böylece karakterlerin boğulmayıp daha çok ön plana çıkabilmelerine yardım etmiştir.

Sonuç olarak filmin sinema tarihindeki yerinden, hayalet temasının sinemada daha yaygın olarak kullanılmasını sağlayan en önemli yapımlardan biri olduğundan, yönetmen Lewis Allen’ın sanatsal duruşundan ve film duyumundan, sinema anlayışından bahsetmeye devam edebiliriz. Ama bunu yapmayacağız, çünkü bu filmi ilk kez izleyecekseniz, onu “sinema tarihinin tozlu sayfalarında rastladığınız bir gizli hazine” olarak, tabiri caizse “sadece bir film” olarak izlemenizi öneririz. Filmin atmosferinden alacağınız keyif daha kaliteli olacaktır diye düşünüyoruz.

İyi seyirler. 

Burcu Meltem Tohum

Bir Cevap Yazın