POISON IVY: Kadınlığın Teslisi

Bilindiği gibi zehirli sarmaşık, kolay adapte olabilen inatçı bir bitki. Yaşamını sivri yapraklarını geçirip kanattığı konağından sağlıyor. Yalnızca konağına değil aynı zamanda çevresindeki çeşitli canlılara da zarar verme eğilimi mevcut. Zehirli sarmaşık liseli bir genç kız olarak ete kemiğe büründüğünde ise karşımıza 1992 yılında Katt Shea tarafından yazılıp yönetilen Poison Ivy (Zehirli Sarmaşık) filmi çıkıyor. Ivy (Drew Barrymore) şehirli görünümlü, fakir fakat öldürücü cazibeye sahip bir kolej öğrencisidir. Sylvie Cooper (Sara Gilbert) ise kaybolmuş, özgür ve sanatçı bir ruhtur. Bu iki karşıt dünyanın ruhlarının buluşması yaralı bir köpek sayesinde olur. Ağır yaralı bir köpeği Ivy tereddüt etmeksizin öldürür. Bu duygusuzluğun sebebi yaşadığı hayatın bir getirisi midir yoksa tamamen içsel bir sorundan mı kaynaklanır?

İkinci görüşmelerinde Sylvie‘nin babası Darryl Cooper (Tom Skerritt) kızını okuldan almaya gelir. Ivy yaşından çok daha olgun bir tonla ve renkle onu da eve bırakıp bırakamayacaklarını sorar. Darryl isteksizce bu teklifi kabul eder. Ivy şöfor koltuğunun yanına oturmak için bir bahane uydurur. Amacı Darryl‘in yanına oturup onu kadınsı kokusu ve davranışlarıyla etkilemektir. Pervasızca bacaklarını arabanın ön konsoluna uzatır ve kısa kırmızı eteğini kalçalarına doğru sıyırır. Bacaklarını aralar ve Darryl‘in bu görüntü karşısında ne tepki vereceğini inceler. Tam o anda, aslında istediğinin ne olduğunu fark etmiştir Ivy.

Birkaç hafta sonra Sylvie, Ivy’yi evine davet eder. Babasının aslında Afro-Amerikan olduğunu söyleyerek Darryl’in onun üvey babası olduğundan bahseder. Aynı zamanda kendisini bir keresinde öldürmeye çalıştığını da anlatır. Fakat bunların hiçbirisi doğru değildir. Sylvie, mitomani belirtileri gösteren genç bir kızdır. Kayıptır ve bulunmak adına, fark edilmek adına kendisine çeşitli hikayeler karaladığı renkli post-itler yapıştırır. Tek dileği ilgi görmek, merak edilmek ve önemsenmektir. Bunu da sahip olduğu monoton hayatla sağlaması oldukça zor görünür gözüne. Karşısındakine biraz ajitasyon ve hikayeler ile tanıtır kendini.

Eve vardıklarında Ivy, Sylvie‘nin hipokondriyak annesi Georgie Cooper (Cheryl Ladd) ile tanışır. Kolejde burslu olarak okuduğundan bahseder. Bu sırada Georgie’nin taktığı oksijen maskesinin oksijen deposunun ayarlamasını yaparak Georgie‘nin gönlünü kazanır. Ivy kaleyi içten fethetmenim peşinde değildir: Kaleyi yerle bir etmek ve yerine yeni bir kale yapmak ister. Bunun için ise öncelikli olarak güven vermeli ve sevgi bağı kurmalıdır. Kısa bir süre sonra Ivy‘den hoşlanan ebeveynler onun eve sık sık girip çıkmasına izin verir. Sylvie ile Ivy, aynı yatağı ve kıyafetleri paylaşırlar. Georgie ise Ivy‘ye ödünç kıyafetler verir. Onda kendi genç kızlığını görür. Fakat göremediği nokta, benzettiği genç kızlığının aslında kendisini bitirmek isteği içinde olduğudur.

Darryl düşüşte olan kariyerini toparlamak adına evinde bir parti düzenler ve Sylvie’den yardım ister. Ivy, Sylvie’nin o gün evde olmasını istemediği için arayan arkadaşlarına Sylvie’nin o gün boş olduğunu ve onlara yardım edebileceğini söyler. Ivy partiye Georgie’nin bir elbisesini giyerek katılır. Gün geçtikçe ona daha da benzemeye başlamıştır. Ya da Darryl onu öyle görmek istemektedir. Çünkü Ivy henüz reşit bir kadın bile değildir. Kendi iç hesaplaşmasını bu şekilde derinlere gömmeye çalışmaktadır.

Parti bittikten sonra Ivy ve Darryl sarılarak dans etmeye başlarlar. Onları o şekilde gören Georgie büyük bir öfkeye kapılır. Ivy, Darryl’ı yalnızca teselli ettiğini, onun çok üzgün olduğunu söyler. Üstün manipülatif becerileri ile Georgie‘nin bu yalana inanmasını sağlaması Ivy için hiç de zor olmaz. İçinde uyku ilacı olan bir kadeh şampanyayı Georgie’ye ikram eder ve onun yanına oturur. Georgie uykuya dalarken bazı hisler uyanışa geçer. Darryl, Ivy’nin bacaklarını öpüp ayaklarına masaj yaparken bir bakıma karısını düşünür ve ona duyduğu özlemi gidermeye çalışır. Bu gece sayesinde Ivy, Darryl’nin ona karşı koyamadığını anlar. Ivy’nin bu tür davranışlarının temelinde gerontophilia olma ihtimali bu olaylardan sonra güçlenir. Geron kelimesi Yunanca “yaşlı, olgun kişi” anlamına gelir. Gerontophilia genel olarak bakıldığında seksüel bir arzudan öte intikamla alakalı bir durumdur. İntikam olmasa bile alakalı olduğu durum para, statü sahibi olma gibi çeşitlilikler gösterebilir.

Ivy özelinde gerontophiliadan söz edebiliyorken Darryl için de hebephilia kavramını kullanabilir miyiz? Hebephilia Yunanca “genç” anlamına gelen “hebe” kelimesinden türemiştir. Hebephilia, pedophilia ve ephebophilia durumlarından daha farklıdır. Hebephile olan bir birey genel olarak 11 ila 14 yaş arasındaki “pubescent” yani “ergin çocuklara” seksüel açıdan ilgi duyar. Ivy‘nin 14 yaşında bir ergin çocuk olması Darryl’ın hebephilia eğilimi ihtimalini güçlendirir mi? Filme genel olarak bakıldığında Darryl’in içinde bulunduğu psikoloji bu tür bir parafiliden çok daha derindir. Ivy‘ye olan ilgisi, Ivy‘nin karısına benzeme haliyle paralel olarak ilerlemekte ve artmaktadır. Bu durumda Darryl’ın yalnızca karısı Georgie‘ye olan özleminden söz edebiliriz.

İleriki günlerde Ivy, Georgie’nin kıyafetlerini daha sık giymeye ve görünüşü değiştirmeye başlar. Sylvie onu annesinin arabasında görünce öfkeyle dolar. Köpeğini bile elinden aldığını düşünür. Fakat Ivy‘nin tek yaptığı köpeğe ödül maması vermek ve o anda da cebindeki mama ile köpeği kandırmaktır. Karşısındaki ister köpek isterse bir insan olsun, Ivy‘nin aslında tek yaptığı budur. Bu durum karşısında bir kırılma yaşayan Sylvie tek başına vakit geçirmeye başlar. Darryl, Ivy’yi alıp ormana götürür ve orada onunla beraber olur. Ivy artık kaleyi bir yerden yıkmaya başlayabileceği sinyalini bu sayede alır.

Ertesi sabah Georgie odasında Sylvie’nin ona özel doldurduğu kaseti dinleyerek balkonunda dolaşır. Ivy, Georgie‘nin arkasından gelerek onu balkondan aşağı iter ve ölümüne sebebiyet verir. Bu konuda oldukça rahattır çünkü Georgie’nin ruhsal problemleri olduğu ve daha önce de intihara teşebbüs ettiği bilinmektedir. Bu yüzden şüpheli bir ölüm değildir Georgie’nin ölümü. Ivy ilk darbeyi indirip kalenin en önemli yarısını yerle bir etmiştir. Birkaç hafta sonra Ivy ve Sylvie, Georgie’nin arabası ile gezintiye çıkarlar ve Sylvie annesinin ölümü konusunda Ivy’den şüphelendiğini söyler. Ivy bunun ardından arabayı çarpar ve bilinçsiz olan Sylvie’yi sürücü koltuğuna alıp olay yerinden kaçar.

Hastaneye kaldırılan Sylvie annesinin onun yanında oturduğunu görür. Bu halüsinasyon sayesinde babasını Ivy‘den kurtarmak adına hastaneden kaçar ve eve gider. Eve ulaştığında babası ve Ivy’nin birlikte olduğunu görür. Ivy’yi fark etmeden önce onu annesi olarak hayal eder. Evden kaçan Sylvie’nin arkasından babası koşarken Ivy de Darryl’ın arkasından koşar. Kazara göğsündeki direksiyondan kaynaklı yara izi görünür ve Darryl’e onu korumak için yalan söylediğinden bahseder. Darryl, Sylvie’yi bulmak için yollara düştüğü sırada Ivy Georgie’nin odasına çıkar. Sylvie‘nin annesine hazırladığı kaseti çalmaya başlar ve balkonda dolaşır. Sylvie, Ivy‘yi annesi olarak görür. Annesi ona onu sevdiğini söyler ve Sylvie de aynı şekilde karşılık verir. Öpüştükleri sırada Ivy’nin dilini kullanması ile birlikte Sylvie halisünasyondan sıyrılır ve karşısındakinin Ivy olduğunu fark eder.

Ivy Sylvie‘ye Georgie’nin zaten ölmek istediğini, artık üçünün bir aile olabileceğini söyler. Ivy’nin dönüşümü sona yakındır. Sylvie‘ye annesi gibi davranır ve onunla o çok tanıdık olan renk ile konuşur. Sylvie, Ivy‘yi balkondan iter ancak Ivy onun kolyesinin zincirine asılır. Zincir kopar ve Ivy balkondan düşerek ölür. Darryl geri döner ve Ivy’yi yerde, Sylvie’yi ise balkonda bulur. Filmin sonunda Sylvie; Georgie ile Ivy arasındaki aynılaşmadan sonra bile hala “onu” özlediğini ve sevdiğini söyler. Burada bahsettiği kişinin annesi mi yoksa Ivy mi olduğu açık değildir. Fakat ikisi de birbirlerine bir sarmaşık gibi bağlandıkları için Sylvie kimi özlerse özlesin veya kimi severse sevsin diğerine de aynı duyguları beslemiş olur.

1992 yapımı bu filmde teen-age fatal attraction bağlamında iç içe geçirilmiş erotik bir hikâye söz konusu. Bu teen-age fatal attraction durumunu daddy issues (baba sorunları) ile açıklığa kavuşturabiliriz. Ivy için gerontophile tanımını yaparken aynı zamanda daddy issues kavramına da değinmiş oluruz. Psikanalistlere göre her kız çocuğunun bilincinde 3 tip baba vardır. Bunlar; biyolojik baba, biyolojik babada olmayan ama olması istenen özelliklerin yüklendiği fantezik baba ve güç ve kudreti temsil eden sembolik baba. Kız çocukları büyürken bu 3 tip babanın bir bileşenini kendilerine eş olarak ararlar. Bulamadıklarında ise her deneyimledikleri ilişkileri onlara “geçmişin kendini zorla tekrar etmesi” olarak geri döner. Bu geri dönüş onlar için artık lanetli bir yazgıdan başka bir şey değildir. Bu durumda bu lanetli yazgıyı değiştirmek için çaba sarf ederler fakat bilinçaltında bulundurdukları travmatik anılar, iyileşmelerine ve ilişkilerini düzenlemelerine asla izin vermez.

Daddy issues sahibi olan kadınlar genelde iki aşırı uçta bulunurlar. Ya bir erkeğe bağımlı olurlar ya da kendilerine bağımlı erkekler ile birlikte olurlar. Yaşlı erkek tercihleri vardır. Filmde Ivy‘nin düzenli ve uyumlu bir aileden gelmediğini bilmekteyiz. Yaşına göre fazla feminen davranışları ve Darryl’e olan ilgisi dikkat çekmektedir. Bu ilgi 14 yaşına kadar sahip olamadığı aileye sahip olma arzusu ile doğru orantılıdır. Ivy, Cooper ailesine dahil olmak istemez, o aileye sahip olmak ister. Bu durumda yöneleceği kişi kendisinden yaşça büyük olan Darryl’dir. Bu durumda kendisi Darryl‘in eşi konumuna geçebilir.

Diğer bir belirti ise bu tip kadınların aşırı yapışkan olma durumlarıdır. Ivy yaşadığı yeri bırakıp Cooper‘ların evine yerleşir. Sürekli olarak Darryl’in gözü önündedir. Onunla yalnız kalmak için uygun ortamlar yaratma çabası içine sokar kendini. Paylaşmayı bilmez. Bu paylaşamama dürtüsünden dolayı da evde düzenlenecek olan partiyi Darryl ile beraber hazırlamak ister ve Sylvie’yi arkadaşlarının yanına gönderir. Dikkat çekmek, daddy issues kavramının temelinde yer alır: Konuşma tarzı, davranış şekilleri, giydiği kıyafetlere kadar Ivy dikkat çekme arzusu içindedir.

Bu dikkat çekmenin bir getirisi de seksi karşısındaki erkeği kendisine bağlama yolu olarak görmektir. Ormanda Darryl ile beraber olmasından tutun Georgie yanlarında uyurken dahi Darryl‘i tahrik etme çabası içinde olması bu belirtiyi doğrulayan nitelikte olaylardır. Evli veya başka bir kadına ait olan erkeklere ilgi duyma, onları çekici bulma semptomuna da sahiptir Ivy. Rekabet isteğinden dolayı daddy issues sahibi olan kadınların bu tür erkeklere yakınlaşmaları sıklıkla görülür. Bu rekabet ortamı onları hem seksüel olarak etkileme hem de elde etmek istedikleri şeyi daha da değerli görme gibi durumlara sebebiyet verir.

Ivy‘nin Darryl’i seçmesindeki nedenler çeşitlilik gösterir. Bir aileye sahip olma, maddi olarak bir şeylere sahip olma, rekabetin getirdiği adrenalin gibi nedenler bariz olanlardır. Ivy karşısındaki erkeği “orijinal özne” olarak değil “kopya nesne” olarak görür. Bu durumda da Ivy’nin öldürücü cazibesine kurban giden kendisidir. Yıkmaya çalıştığı kalenin parçaları altında kalır. Yeni bir kale olmak isterken var olan kalenin bir parçası haline gelir. Georgie, Sylvie ve Ivy arasındaki bağ, Anne, Genç kız, Kocakarı arasındaki bağ ile benzerlikler gösterir. Bir kadının yaşamındaki her dönem bu üç karakter üzerinden anlatılmak istenmiştir. Bu üç yüz aynı zamanda geçmiş, şimdi ve gelecektir. Kadınlığın teslisi bu filmde Georgie, Sylvie ve Ivy şeklinde vücut bulur. Konak olan zamanı gelince sarmaşığın, sarmaşık olan ise zamanı gelince konağın ölümünü tekrar eden taraf olmuştur. Hayatta kalan, bu üçlüyü oluşturan ruhtur. Kaybolan ruhu değil diğer iki yüzüdür. Ve bazı şeyleri bulmak için bir şeyleri kaybetmek gerekir.

Berfin Tutucu

Bir Cevap Yazın