MALCOLM AND MARIE: Romantizm, Vaktiyle Bir İhtimaldi ve Çok Güzeldi (mi?)

HBO için yaratıp yazdığı Euphoria dizisi ile adından çokça söz ettiren Sam Levinson yine yakın arkadaşı Zendaya‘yı oyuncusu olarak seçerek yeni filmi Malcolm and Marie‘yi (2021) çekti. Çekimlerin yasaklandığı pandemi döneminde herkesten gizli olarak Zendaya‘nın evinde çekilen yapım, bu sayede hem lockdown film hem de bottle film / one-location film sıfatına sahip oldu. 35mm ile siyah-beyaz çekilen Malcolm and Marie, tek perdelik bir oyun havasına sahip olmaya çalışan bir film. 

Kısaca konusunu Malcolm (John David Washington) karakterinin ilk uzun metrajlı filminin galasında konuşma yaparken sevgilisi ve aynı zamanda filmin yazım ve yapım aşamasında ona çokça destek olan Marie’ye (Zendaya) teşekkür etmeyi unutmasıyla başlayan Marie‘nin gala dönüşü bu konuyu ve bu konuyla ilgili olarak öfkesini çeşitli yollardan ve yan konulardan Malcolm‘a anlatmaya çalışmasıyla ikili arasında tüm gece boyunca bitmek bilmeyen bir tartışmanın yaşanmasından alır. 

One-location film (tek mekânda geçen) sayılan bu yapım aynı zamanda real-time (gerçek zaman) ögesini de karakterlere tartışırken ara ara tuvalet molaları verdirerek kullanmak ister. Peki gerçek zaman mise-en-scène‘ini yakalamak filmin belli sekanslarına “tuvalet molaları” eklemek kadar kolay mıdır? One-location filmlerde senaryo ve oyunculuklar her zamankinden çok daha önemli bir hale gelir ve mise-en-scène içindeki her bir öge de karakterler kadar önemli rollere sahip olmalıdır. Bu sayede film katlanarak ilerler ve seyirci bir an bile olsa, kullanılagelen ilginç terimle, “japon” olmaz. Malcolm and Marie tek mekanda geçen, çift kişilik bir gösteri. Yalnızca iki kişi üzerinden ilerleyen senaryonun yer yer düşüşleri olduğu gibi, zaman zaman Malcolm karakterinin ani öfke patlamaları ile senaryo adeta yüksek bir notaya çıkmaya çalışırken detone olan, soprano olma hayali ile yanıp tutuşan bir altodur. 

2019’da Noah Baumbach imzalı Marriage Story yapımında izlediğimiz Nicole (Scarlett Johansson) ve Charlie’nin (Adam Driver) oldukça başarılı kavga sahnesinin iki saatlik baş ağrılı bir dramaya dönüştüğü bir film, Malcolm ve Marie. Baş ağrılı bir dramaya dönüşme nedeni şüphesiz monologların iki karaktere eşit bölüştürüldüğü, kavga nedenlerinin de oldukça suni olarak verildiği, düz bir çizgide ilerleyen bir senaryoya bağlı olmasına dayanıyor. Monologlar o kadar fazla ki bu yüzden “gerçek” bir çift tartışmasını üçüncü göz olarak gözetlemekten çok uzak olarak tamamen bir tiyatro metni olduğunu bildiğimiz bir oyunu izliyor gibi hissediyoruz. Nicole ve Charlie çiftinde arada kalmış karın ağrısı çeken bir çocuk konumundayken Malcolm ve Marie çiftinde perdenin kapanmasını bekleyen izleyicilerden daha fazlası değiliz. 

Levinson “real time” yaratmak isterken aslında filmin oluşumunu bir “real story” (gerçeğe dayalı hikaye) haline getiriyor. Levinson, filmde çiftlerin tartıştığı “teşekkür etmeme” sorununu bizzat yaşayan bir yönetmen. Filmde ikincil bir sorun var ki bu neredeyse John David Washington‘ın monologlarının yarısından fazlasını oluşturuyor: Film eleştirmenleri. Malcolm karakteri bir siyahi olarak filmi yapıyor ancak sırf siyahi olduğu için filminde sosyo-politik ögeler kullanmak zorunda olmadığını ve kullanmadığını ısrarla dile getiriyor. Beyaz kadın olarak bahsettiği film eleştirmeni olan yazar ise filmiyle ilgili bir yazı yayınladığı zaman gürültülü bir öfke patlaması yaşıyor. Bunun sebebi ise ısrarla politik olmaktan uzak ve kimlik meselelerine direnen siyahi bir film yapımcısı olduğunu vurgulamasına rağmen, beyaz kadının yazısında tam da bunlardan bahsetmesi oluyor. Malcolm, siyahi film yapımcılarının filmlerinin sürekli olarak beyaz yazarlar tarafından sosyo-politik bir mercekten incelendiğini söyler. Bu yapım bir komedi olsa dahi. 

Malcolm‘un öfkeyle ve kabaca anlatmaya çalıştığı şey ise yaratımların analiz edilmesine gerek olmadığıdır. Öfkeyle ve kabaca anlatmaya çalışır çünkü Malcolm karakteri eğitimli ve entelektüel (!) bir film yapımcısı olduğu halde eleştirilere katlanabilecek kadar kendine güveni olmayan bir adamdır. Marie ise onun vicdanı ve süper-egosu konumunda, eleştiri yazısında yer alan övgü dolu sözleri ve olumlamaları Malcolm’a hatırlatmakla yükümlüdür ancak Malcolm son derece bencil ve narsistik kişiliği yüzünden bunları duymazdan gelerek daha çok bağırarak yani kendi sesini daha çok çıkartarak yalnızca kendisini dinlemek isteyen bir megalomanın baş ağrıtıcı monoloğunu oluşturur.

Levinson, kendi düşüncelerini sürekli olarak Malcolm karakteri üzerinden izleyiciye ve belirli kimselere ulaştırmaya çalışır ve siyahi bir karakter seçerek de kendisine bir nevi korunma sağlar. Film eleştiri konusunda filmde yer alan düşüncelerin Levinson‘ın bir önceki filmi olan Assassination Nation‘ın eleştirmenler tarafından pek olumlanmaması üzerine doğduğu söylenebilir. Malcolm karakterinin Levinson’ın düşüncelerini sunduğunu pek tabii siyahi bir karakterin beyaz bir ağızla konuşmasından anlayabiliriz. Yani özetle Malcolm siyah fakat sesi son derece beyazdır. 

2018 yapımı Sorry to Bother You filminde karşımıza çıkan “white voice” (beyaz ağız) kavramını Malcolm and Marie filminde görmemiz bu kavramın varlığını kanıtlar niteliktedir. Sorry to Bother You‘da “white voice” kavramı şu şekilde anlatılır; “Hiçbir şey umursamıyor gibi konuşmak. Faturalarını ödemişsin. Geleceğin konusunda mutlusun.(…) Rahat bir ses. (…) Bu gerçekten beyazların ağzı değil. Onların olmak istedikleri ses. Öyle duyulmak isterler.”

Marie karakterine bakıldığı zaman ise görülen tek şey Euphoria‘nın Rue karakterinin uzak gelecekteki halidir. Karakter geçmişleri (backstory) dahi birbirini son derece andırmaktadır. Söylenebilecek bir diğer şey ise tartışmalarda haklı çıkmaya çalışan Malcolm‘un aksine tartışmaları yönetenin aslında Marie olduğudur. Bir tartışmayı kapatan da, başka bir tartışmaya atlayan ve bambaşka bir konu açan da her zaman Marie olmuştur. Oldukça duygusal kırılmalar yaşanan küvet sahnesinde kullanılan üst-açı (Malcolm) ve alt-açı (Zendaya) kamera düzeni Malcolm‘un monologu ilerledikçe aynı göz hizasına gelmeleri ile sonlanır. Malcolm söyledikleri ile Marie‘yi yaralamış olsa dahi Marie’nin sarsılmaz tepkisizliği ile üst-açısını kaybeder yani karakter baskınlığı ortadan kaybolur. Marie’nin filmin başında “Sana söz veriyorum, bu gece yapıcı hiçbir şey söylenmeyecek” derken ne kadar ciddi olduğunu ancak filmin son dakikalarında anlayabiliyoruz.

Peki son zamanlarda üzerine düşülen bu çift kavgaları temeline oturtulmuş yapımların sıklaşmasının sebebi nedir? Romantizm, vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi. 19. yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkan bu entelektüel akım ile insanlar “ruh eşi” kavramının ete kemiğe bürünmüş halini aramaya başladı. Ruh eşi kavramından sonra “mutlu son” peşinde koştular. Mutlu son peşinde koşarken ise “romantizm” yaşamak istediler. Fakat ne zaman ki çiftler masanın kenarında duran bir bardak yüzünden bile kavga etmeye başladı işte o zaman “romantizm” en büyük destekçileri tarafından bile sorgulanır hale geldi. Zaman geçti ve “romantizm” zehirli bir hal almaya dahi başladı. Aşk ve sevgi arasındaki ayrım çözülmeye çalışılırken çiftlerin kendisi düğüm haline geldi. Sevgi elbet vardı ancak “romantizm” suni bir sanat akımından daha fazlası, bir ideadan ve bir fanteziden daha ötesi asla değildi. Kimse sevgi üzerine doğmaz ve sevgi de dünyada var olan her şey gibi öğrenilen kavramlardan bir tanesidir. Yazar Alain de BottonThe Course of Love” (Aşk Dersleri) adlı kitabında şu sözlere yer verir:

Aşkın nasıl başladığı konusunda çok şey biliyor gibiyiz, nasıl devam edebileceği konusunda ise -bunu umursamadığımızdan- pek bir fikrimiz yok sanki. (…) Kirsten’le evlenecek, sıkıntılı zamanlar geçirecek, birçok defa para derdine düşecekler; önce bir kızları olacak, sonra bir oğulları; birinin, başka biriyle ilişkisi olacak; kimi zaman bıkıp usanacaklar, bazen birbirlerini, birkaç kere de kendilerini öldürmek isteyecekler. Asıl aşk hikayesi işte bu olacak.

Romantizmin, toksik negatifliğin ve toksik pozitifliğin bittiği yerde asıl aşk hikayeleri başlayacak ve bunlar bazen Malcolm ve Marie‘nin hikayesi gibi, bazen de kendi hikayelerimiz gibi olacak.

Berfin Tutucu

Bir Cevap Yazın