HAPPY TOGETHER: Beraber Olamamanın İmkânlı Mutluluğu

Arjantinli yazar Manuel Puig tarafından 1973 yılında kaleme alınmış olan Les Mystères de Buenos Aires (The Buenos Aires Affair) adlı kitaptan uyarlama olan Happy Together (1997) mutluluğa, özellikle de onu oluşturan özneleri ayrı kaldığında vurgu yapan önemli bir Wong Kar-Wai filmi. Arjantin, Brezilya ve Paraguay’ı birbirine bağlayan Iguazú Şelalesi (Cataratas del Iguazú), filmin ana karakterlerini oluşturan Lai Yiu-fai (Tony Chiu-Wai Leung) ve Ho Po-wing (Leslie Cheung) için de aralarındaki ilişkide bağlayıcı görev üstlenen önemli bir coğrafi sembol. Yönetmenin altıncı filmi olan Happy Together, adını The Turtles grubunun aynı adlı şarkısından alıyor. Müzik kullanımının Wong Kar-Wai filmografisinde önemli bir yer tuttuğu göz önüne alınacak olursa yönetmenin bu tercihi pek de şaşırtıcı değil. İzlenimci, şaşırtıcı, bulanık, yer yer aksiyon unsurlarının ön plana çıktığı Happy Together sadece bir aşk hikayesi değil; aynı zamanda pür sevginin incelikleriyle de karşılaşmamızı sağlıyor.  

Zamanın Kalıcılığına Şahit Olmak

Her ne konuda olursa olsun bazen bir sınırlandırıcı görevi gören zaman, bazen ise koşullu bir sonucun nedeni oluyor. Wong Kar-Wai neredeyse tüm filmlerinde “zaman” meselesine odaklanmış durumda. Bir anlatıcı olarak zamanın tüm alt kategorilerini kullanıyor. Bunlar arasında özellikle “rastlantı” dikkatimizi çekiyor. Days of Being Wild (1990), Chungking Express (1994) ve In the Mood for Love (2000) filmlerinde olduğu gibi “denk gelmiş” olmanın meyvelerinden faydalanıyor. Bu da yönetmenin hikayelerinde her zaman zarların nasıl gelişi güzel bir şekilde atıldığını hatırlatıyor izleyiciye. Wong Kar-Wai rastlantının sadece tek bir yönünü kullanırken, onun gibi “rastlantı” eylemini filmlerine ince ince işleyen bir başka yönetmenin, Polonyalı Krzysztof Kieślowski’nin ise özellikle Blind Chance (1987) ve The Double Life of Véronique (1991) filmlerinin çift yönlü “rastlantı” eylemleri topluluğu oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bu bakımdan Wong Kar-Wai filmlerinde “rastlantı” sayısal düzleme oturmadığından aktarılan hikâyede zamanın kalıcılığına daha yakından şahit olabiliriz. Happy Together, hikayesi kendi içinde işlendikçe sekansları kısalan bir görsel anlatım sunuyor. Bu yüzden Lai Yiu-fai ve Ho Po-wing ikilisinin beraber geçirdikleri zaman dilimleri o kadar derin hissediliyor ki saniyelik süren karelerin kalıcılığı daha da çok artıyor.

Hikayemize Bir Kez Daha, Bu Sefer Baştan Başlayalım?

Ho Po-wing her zaman Lai Yiu-fai’den hikayelerine baştan başlamayı teklif eder. Sanki aralarında hiçbir şey olmamış gibi bu “baştan başlama” fiili, onun kişisel hayatında bir takıntı haline gelir. Ancak baştan başlamak söz konusu olduğunda hiçbir zaman Eternal Sunshine of the Spotless Mind (2004) filminde olduğu gibi yaşanmış belli bir temelin unutulmasına değil, aksine bir çiftin yaşayabileceği en derin temeli içinde barındıran bir baştan başlama eylemine vurgu yapılır. Amaç da zaten o en baştaki çekiciliği, tutkuyu korumaktır. Neticede her şeyin bir anda silinmiş olması her defasında yaratılmaya çalışılan hikâyenin derinliğine de darbe indirecektir. Happy Together’ın en etkileyici yanı da bu, karakterler hiçbir zaman istedikleri gibi bir baştan başlama yaşayamazlar. Sadece bu eylemi taklit ederler. Taklit etme yorucu bir girişim olduğundan, temeli büyük bir şevk ile yaratılmış olan hikâyenin bir yerden sonra iplerini gevşetmesi kaçınılmazdır. Daha açılış sahnesinde Lai Yiu-fai’nin Ho Po-wing’in baştan başlama isteğine her zaman tutkuyla, kendini tutamadan bağlanmış olduğuna tanık oluyoruz. Belki Wong Kar-Wai bize ilk sahneyi göstermeden önce de bu karakterler kendi aralarında bir sorun yaşamıştı ve biz de onların bilmeden kaçıncı kez baştan başlamalarına şahit olmuştuk. Zamanı döngü niteliğinde ancak bilinçli bir şekilde işlemek filmdeki duygusal derinliğe katman kazandıran önemli unsurlardan biri.

Iguazú Şelalesi’ne Giden İstikamette Yolunu Kaybetmek

Iguazú Şelalesi’ni bir nevi “sonsuzluk” imgesi gibi düşünecek olursak filmin ana karakterleri Lai Yiu-fai ve Ho Po-wing için hiçbir zaman yollarının ortadan ikiye bölünemeyeceğini anlayabiliriz. Filmde yer yer şelalenin sonsuz akış döngüsüne denk geliriz. Her karşılaşmada, karakterler arasında da sonsuz uçurumlar ortaya çıkar. Söz konusu şelale, tıpkı David Lynch’in kült yapımı Twin Peaks’deki gibi özne olarak kendini açığa vurur. Öyle ki en sonunda anlatıda bir nokta görevi de görür. Filmin sinematografik grameri bu açıdan sadece müzik gibi yan kullanımlardan değil ancak sabit bir görsellikten de beslenir. Sinematograf (görüntü yönetmeni) olarak yedinci sanatın en önemli isimlerinden Christopher Doyle’un geniş açıyla sıcak ve doygun renkleri kullanması ve arada siyah beyaza yaptığı geçişlerle kendimizi yumuşak dokunuşları olsa da keskin bir anlatıma sahip bir sanat eseri içinde buluyoruz. Bu tip bir sinematografi içine bir “el kamerası” çekim formatı eklenince, Doyle’un bizi görsel gramere ne kadar açıkça davet ettiğini görebiliyoruz. Doyle, Wong Kar-Wai ile birçok yapımda birlikte çalışmış olmasıyla bağdaştırılan özgün, kemikli bir hikâye sunmada görüntü yönetiminin ne kadar önemli bir unsur olduğunu kanıtlıyor.

Hong Kong’dan Arjantin’e Uzanan Bir Aşk Hikayesi

Her filminde bizi haritanın değişik yerlerinde dolandıran Wong Kar-Wai, Happy Together aracılığıyla bu sefer seyirciyi Buenos Aires sularına daldırıyor. Arjantin edebiyatıyla yakından ilgilenen yönetmen, Julio Cortázar’ı sevmesiyle de biliniyor. Happy Together’ın sekanslarının birleşme biçimi ise yazarın Türkçe’ye SekSek (Hopscotch, Rayuela) olarak çevrilen romanının biçemini (üslubunu) andırıyor. Filmin en başında da karakterlerin bizi yönlendirmesiyle olaylara “baştan başladığımızdan” ve iki ana karakter arasındaki geçmişin başlangıç noktasına hiçbir zaman erişemediğimizden belli ölçülerde hikâyenin bir yerinden anlatıya giriş yapmış olduk. Bu da Cortázar’ı bire bir hatırlatan bir çağrışım yaratıyor.

Wong’un sinema biçeminin edebiyat biçemleriyle çok yakın durduğunu söyleyebiliriz. Bundan ötürü de çoğu izleyici yönetmenin filmlerinde her zaman şiirsellik ya da belli ölçülerde edebî yanlar yakalar. Yönetmenin diğer etkilendiği yazarlar ise Osamu Dazai, Jin Yong ve Haruki Murakami gibi isimler. Araştırmacı Stephen Teo, Wong Kar-Wai: Auteur of Time adlı kitabında Wong Kar-Wai‘nin filmlerinde alt metin oluştururken edebiyattan sıklıkla beslendiğini özellikle belirtmiştir. Rüya ve gerçeklik temaları yönetmenin sinematografisinde bu anlamda ince çizgide yürüyor diyebiliriz. Happy Together da bir yandan duygusal ağırlığı yüksek olan ancak edebi anlatım estetiğinden hiç ödün vermeyen bir film.

Gerçek Bir Yara Almadan Hissedilemeyen Tutku

Bu başlıkla beraber Paul Thomas Anderson’un 2017 yapımı Phantom Thread filmini anabiliriz. Öte yandan Happy Together’da Lai Yiu-fai ve Ho Po-wing ikilisinin yollarının tekrar birleşmesi ancak Ho Po-wing’in yaralanmasıyla gerçekleşiyor. Biri yara alınca kendini en güvendiğinin yanında bulmak istiyor ancak yaralar hızla kapanmaya başladıkça ve vücut kendini yeniledikçe başlangıçta hissedilen duygularda belli dalgalanmalar oluyor. Phantom Thread filminde de yara almış olmanın, hastalanmanın kişinin duygusal yanını pürüzsüz ve en saf şekliyle ortaya çıkardığını göstermişti. Lai Yiu-fai ve Ho Po-wing ikilisi için aşkın en baştaki leziz tutkusunu sürdürebilmesi için içlerinden en dengesiz olanının yaralanması gerekiyorsa bu ancak ve ancak bizim gözlerimizin önünde bir kez oldu ve o olduğu zaman da, Wong tutkunun en yeniden doğmuş halini resmetti. Âşık olmak sadece görünmez bir yara almak demekse Wong, karakterlerine gerçek yara almayı da tattırarak âşık olmanın cehennemî güzelliğini ikiyle çarpmış oldu.

Bilinç Akışında Bir Tutku

Daha önce yaşanmış olanın rahatlığı Lai Yiu-fai ve Ho Po-wing ikilisini birbirine bağlayan en önemli ayrıcalık. Her ikisi de ne kadar birbirinden ayrı olmanın tadını defalarca kez tatmış olsalar da onları birbirine bağlayan her zaman geçmişleri oldu. O yüzden de birlikte olmadıklarında bilinçlerinde her zaman birlikte olmuş olmanın acısını bir tutku olarak içlerinde büyüttüler. Hem melankolik hem de enerji dolu olan bu ilişkinin yapısı ikilinin arasında zorunlu bir birliktelik anlaşması doğurdu. Böylelikle her ayrılışlarında doğal olarak atmosferlerini kapsayan yoğunlukta olan duygu selleriyle karşı karşıya kaldılar. Tıpkı Iguazú Şelalesi’nde olduğu gibi, akışkan bir yoğunluk Lai Yiu-fai ve Ho Po-wing ikilisinin en iyi temsilcisi ve yansıması.

Tango Nuevo‘nun kurucusu olarak bilinen Astor Piazzolla da Happy Together’da yer alan önemli isimlerden. Arjantinli bestecinin Tango Apasionado adlı eseri sayesinde, Lai Yiu-fai ve Ho Po-wing’in küçük bir dairede kendilerine buldukları boşluklarda ettikleri akıllardan kolay kolay silinmeyecek dansta duyguların akışkan yüzeyinden fiziksel olanın (bedenin) öznesine seyahate çıkıyoruz. Filmdeki bu dans sahnesi, Ho Po-wing’in artık yavaş yavaş fiziksel yaralarından kurtulmaya başladığının da yansıması olduğundan bu sahneden sonraki kareleri rastlantısal olan/ların parçalanması olarak yorumlayabiliriz.

Güneş Doğar, Güneş Batar, Dünyanın Sonuna Birlikte Varıp Hüznümüzü Orada Bırakmalıydık

Filmde Lai Yiu-fai’nin çalıştığı işlerden birinde iş arkadaşı olan Chang (Chen Chang), Lai Yiu-fai’ye “onun hüznünü dünyanın sonuna götürüp oraya bırakacağından” söz eder. Bunu ise sadece bir ses kayıt cihazıyla yapar (1994 tarihli Il Postino filminin şiirsel sonuna da buradan selam olsun). Lai Yiu-fai’nin hüznü kelimelere dökülmeden sadece birkaç hüzünlü uğultu eşliğinde bu cihaza kaydedilir. Onun hüznü, acısı, geri döndürülemez duyguları bir şekilde dünyanın sonuna Chang eşliğinde gider.

Ancak bu hüzün hiçbir zaman “bırakılmış olmanın” anlamını taşımaz. Lai Yiu-fai ve Ho Po-wing hiçbir zaman düşledikleri gibi aynı anda Iguazú Şelalesi’nin yakınında olmazlar. Yine de ikili birbirlerinin geçtiği yolları her zaman bir şekilde takip eder ve her yansımada, her farklı bedende, birbirlerinin kaçınılmaz, şiddetli, doğası gereği dindirilemez acısının, salt aşkın tüm duygularının en önemli taşıyıcılarını, yani birbirlerini görürler. Bu da onları sonsuza değin mutlu kılmak için yegane koşuldur.

Burcu Meltem Tohum

Wong-Kar Wai hakkındaki tüm eleştiri yazıları için tıklayın.

Bir Cevap Yazın