Hayao Miyazaki tarafından yazılıp yönetilen Studio Ghibli yapımı Spirited Away, 2003 yılında “Uzun Metrajlı En İyi Animasyon Filmi” Oscar’ını kazanmıştır ve bu başarısı yalnızca bir ödül olarak kalmamıştır. Her ne kadar çocuklara yönelik gibi duran bir yapım olsa da Spirited Away (Ruhların Kaçışı, 2001) aslında insanlığın her dönemine ve insanlığın her kesimine hitap eden bir film. Dünya ve insanlar arasındaki bağlardan sık sık söz eden bu yapım bir örümcek ağı gibi içten dışa doğru açılan bir yapıya sahip.

Miyazaki bu film için Kiri no Mukou no Fushigina Machi (Sisin Ardındaki Gizemli Köy, 1975) adlı kitaptan esinlenir ancak filmini karakterlerin bir büyüme hikayesi olarak değil aksine içlerindeki özlüğü belli bağlamlarda çıkardıkları bir hikaye olarak tanıtır. Hamamlar Miyazaki için oldukça gizemli yerlerdir ve bu yüzden filmin ana merkezi olarak bir hamam seçilmiştir. Bir röportajında “Böyle bir hamam olsaydı eğlenceli olurdu. Kaplıcalara gittiğimizde olduğu gibi. Japon tanrıları birkaç gün dinlenmek için oraya gider, sonra biraz daha uzun süre kalabilmeyi dilediklerini söyleyerek eve geri dönerlerdi. (Filmin) imgelerini kendi yaptığım şeyler gibi hayal ediyordum. Bugünlerde bir Japon tanrısı olmanın zor olduğunu düşünüyordum.” diyerek filinde tanrıları kişileştirdiğini ve modern zamana uygun olarak modifiye ettiğini söyler. Aynı şekilde Şintoizm’den yararlanan Miyazaki şu sözleri ile de kişileştirme yaptığını tekrar vurgular; “Kasuga Mabedi’ndeki Şinto ritüelinde yaşlı bir adamın yüzünü anımsatan bir kağıt parçası (maske) kullanılır. Bu tür görüntüleri ödünç aldım, ancak Japon tanrılarının gerçek bir formu yok: Kaya, sütun veya ağaç formundalar, tabii hamama gitmek için bir forma ihtiyaçları vardı.”

Kasabadan yeni taşınmış ve arkadaşından ayrılmanın büyük üzüntüsü içinde huysuzluğu da yaşayan Chihiro küçük bir kızdır. Taşındıkları kasabada ailesi ile beraber karşılarına oldukça ilginç bir yol çıkar. Chihiro bu yoldan her ne kadar gitmek istemese de ufaktan keşfe çıkar. Ruhların geceleri dinlenme yeri olarak kullandıkları bu yerde oldukça çok sayıda taştan heykelcik vardır ve bu durumda Chihiro huzursuz hisseder. Bu sırada büyülü yiyeceklerden yiyen anne ve babası birer domuza dönüşür. Onlara yardım etmek isterken karşısına aslında daha önce tanıştığı Haku çıkar ve Chihiro böylece ruhların dünyasına adım atar.

Daha ilk sekanslarda insanların açgözlülüğünü domuzlara benzetir Miyazaki ve sosyolojik bir tepkinin görsel yansımasını oluşturur. Chihiro ailesini kurtarmadan önce kasabanın hamamında belli bir süre çalışmak zorunda kalır ve burada çok sayıda tanrıyla karşılaşır. Hamamın sahibi olan Yubaba adındaki yaşlı kadın Chihiro’dan ismini alır ve ona Çince yine kendi isminin anlamını veren Sen adını koyar. Chihiro ismi Japonca’da arayış anlamına gelir ve Chihiro’nun yolculuğu ile oldukça paraleldir.

Yubaba isminin anlamı ise sıcak suyun yaşlı kadınıdır ve aynı zamanda hamam cadısı için de kullanılır. Onun zıttı bir karakterde olan kardeşi Zeniba ise para cadısı anlamına gelen bir isme sahiptir. Miyazaki, Yama-uba dağında tek başına yaşayan kötücül cadı Yama-uba’dan ve burada yaşayan diğer cadılardan ilham alarak Yubaba karakterini yaratmıştır. Bu cadılar aileleri tarafından terk edilmişlerdir ya da kara büyüler ile ilgilenmektedirler. Aynı şekilde Japon folkloründe Yama-uba’nın devasa boyutlarda yetiştirdiği Kintaro (altın çocuk) adında bir oğlu da vardır. Aynı zamanda arkadaş canlısı ama bazı zamanlar bir o kadar da yıkıcı bir çocuk olan Kintaro, filmdeki Boh karakterinin yaratılmasına ilham vermiştir. Kintaro bebekleri Japonya’da Erkek Çocukları Günü olarak bilinen günlerde kullanılırlar ve anneler oğullarının da kendileri kadar güçlü olmaları için dua ederler. Spirited Away’de ise bu durum Yubaba’nın, oğluna aşırı düşkünlüğü ile karşımıza çıkar.

Yubaba’nın oğluna bu kadar düşkün olmasının nedeni olarak Ubasute-yama dağına bırakılan yaşlı kadınlardan birisi olmasıdır aynı zamanda. Ubasute kelimesi “yaşlı kadınları terk etmek” anlamına gelir ve Yubaba da kötücül bir cadı olduğu için Ubasute olayının bir öznesi durumunda olabilir ve her çalışanına aynı şekilde bu olayı yaşatmaktadır. Chihiro’nun ismini sildiğinde ona hem kendisini terk ettirir hem de kimliksizleştirir. Japon kültüründeki takma isim kullanan hayat kadınlarına bir gönderme olarak görülür bu durum. Fakat Ubasute travması ile de açıklanabilmektedir çünkü Chihiro’nun kaybolup geçmişini unutması bir genelevde çalışan hayat kadını imajı yerine Kamikakushi terimini karşımıza çıkarır. Bu terim “tanrı tarafından gizlenmiş” anlamındadır ve bir tanrının bir insana kızdığı zaman onu dünyadan uzaklaştırması anlamında kullanılır. İnsanların gizemli bir şekilde ortadan kaybolması / ölmesi Japon folklorunda sıklıkla karşılaşılan bir olaydır. Örneğin nehir kenarlarında kaybolan çocuklardan sorumlu olan kişi, Kappa olarak görülür.

Kappa filmde de karşımıza çıkar ve kendisi yeşil renkli insansı bir forma sahip su ruhudur. Sorun çıkaran bir ruh olarak bilinse de, Miyazaki filmde bunu tam tersine çevirmiştir; Kappa sorun çıkaran değil sorundan çıkamayan bir ruh haline gelmiştir. İnsanların doğayı kirletmesi ile beraber oldukça kötü bir görünüm alan Kappa temizlenmek, dinlenmek ve özüne dönmek için hamamı kullanmıştır. Böylece Miyazaki ruhların insanlara değil insanların ruhlara sorun çıkartacak kadar kendilerine dönük yaşayan varlıklar olduğunu vurgular. Doğanın katliamına Kappa karakteri ile dikkat çekmeye çalışmıştır.

Haku karakterinin ismi ise ruh ve beyaz anlamlarına gelir. Nehrin ruhu ve bir su ejderhası olan Haku, Mizuchi olarak resmedilmiştir. Su ejderhalarının kökeni oldukça kötücüldür fakat animede bu kötücüllük yoktur. Kohaku Nehri’nin ruhunun yani Haku’nun temizlenmeye ihtiyacı vardır ve bu yüzden oldukça huzursuz olarak gösterilmiştir. Bu huzursuzluğu daha önceden tanıştığı, hayatını kurtardığı, bildiği ancak hatırlayamadığı Chihiro tarafından giderilir. Fakat Chihiro gibi, ruhlar kasabasından ayrılıp ayrılamadığı bilinmez sadece derin bir barış ruhu içinde ilişkilerinin son bulduğu görülür.

Filmde en çok sevilen ruhlardan birisi olan No Face (Yüzsüz), Makato kavramını somutlaştıran bir karakterdir. Makato kavramı samimi bir kalbe sahip olma anlamında kullanılır. Bağlama, koşula ve ruh haline göre No Face iyi veya kötü olabilir. İnsanların arzularını yiyip bitirse bile yalnızdır çünkü bir bakıma sınırlarda gezer bu yüzden de son derece melankolik bir ruhtur. Bu samimiyeti sayesinde Chihiro ile aralarında farklı bir arkadaşlık kurulur. Böylece Miyazaki hayatta yalnızca iyi veya yalnızca kötü olmanın etik kurallara hizmet etmediğini düşündüğünü ve esas olarak samimi bir kalbe sahip olmanın önemine olan inancını bu şekilde filminde No Face karakteri ile göstermiştir.

Hayao Miyazaki her filminde olduğu gibi bu filmini de eğlen(dir)mek adına çekerken bir yandan insani olgular hakkında derin kaygılarını anlatan bir hikaye yazmıştır. Bundan dolayı Spirited Away filmi diğer filmlerinden bir adım daha önde görülür çünkü bu yapımında arka planda görülen Japon kanjisini de ustalıkla bir sihirbaz gibi kullanarak yeni anlamlar bulma ve yaratma arayışına girmiştir. On yaşındaki huysuz bir çocuk aracılığı ile insanlığın içinde bulunduğu her durumu eleştirerek bir nevi kendi ütopyasının üstünlüğünü savunur. İnsanların ruhların, ruhların ise insanların yerini aldığı bir evren yaratarak izleyicinin birer empat durumunda olmasını sağlamıştır. Spirited Away bu bağlamlarda Ruhların “insanlardan” kaçışının yumuşak bir hikayesidir.
