DISNEY Plus’ın Türkiye’de Yayına Başlaması ve Dijitalleşen Sinema

Disney Plus, 2022 yılının yaz aylarında Türkiye dahil 42 ülkede yayına başlayacağını bugün (26 Ocak) açıkladı. Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da birçok ülke ve bölgeyi (Bulgaristan, Cezayir, Estonya, Fas, Hırvatistan, Irak, Letonya, Libya, Macaristan, Mısır, Polonya, Tunus, vs) kapsayan yeni bir yayın ağına start verme hazırlığında olan Disney Plus, geçtiğimiz günlerde Twitter hesabı üzerinden de RTÜK’ten 10 yıllık bir yayın izni aldığı bilgisini paylaşmıştı.

Marquee of the Warner Theater on Wisconsin Avenue, 1940. Brackett photo #59486.

2009 yılında Marvel Studios’u, 2019 yılında da 21st Century Fox’u astronomik sayılabilecek fiyatlara satın alarak sinemanın “popüler kültür” veya “eğlence sektörü” düzleminde tek güç haline gelmeye hayli yaklaşan Walt Disney Company ve başındaki Susan Arnold, büyümeye ve yayın ağını genişletmeye devam ediyor. Bu arada Susan Arnold’un 31 Aralık 2021’de yani sadece birkaç hafta önce Walt Disney’in başına geçmiş olması ve Disney’in 98 yıllık tarihinde Yönetim Kurulu Başkanlığı pozisyonuna seçilen ilk kadın olduğu da önemli bir ayrıntı. Disney lisansı altında bulunan film ve franchise’lardan bazılarını kısaca hatırlayalım:

  • Disney Animation
  • Marvel (MCU)
  • 21st Century Fox
  • Star Wars
  • X-Men
  • Deadpool
  • Avatar (James Cameron)
  • The Simpsons
  • Pixar
  • National Geographic Channel
Disney Yönetim Kurulu Başkanı Susan Arnold

Tüm bunları, yüzlerce diziyi, binlerce filmi ve daha da fazla içeriği gittikçe genişleyen bir seyirci kitlesine sunma hazırlığında olan Disney şirketinin dijital yayına olan sempatisi azımsanacak gibi değil, hatta birkaç ay önce MCU’nun (Marvel Cinematic Universe) başındaki Kevin Feige’nin Black Widow filmini hiç zaman kaybetmeden Disney’in dijital platformuna taşıması, şirketin Scarlett Johansson ile mahkemelik olmasına neden olmuştu. İddiaya göre Johansson filmin fiziksel ortamda, sinema salonlarında gerçekleşen gösterimlerinden pay alacaktı ve filmin doğrudan dijital platforma konması anlaşmada büyük bir ihlale işaret ediyordu. Geçtiğimiz yılın Ekim ayında, Johansson ile Disney arasındaki anlaşmazlığın giderildiği her iki tarafın temsilcileri tarafından açıklandı.

Sessiz Sinema döneminde (1920) hizmet veren bir salon (Fotoğraf: BOB THISSEN / CATERS NEWS).

Amazon Prime, Apple TV Plus, BeInConnect (Digiturk), Disney Plus, HBOMax, Hulu, Mubi, Netflix, YouTube derken her geçen gün artan dijital platformların gölgesinde sinemada film izlemek artık plaktan müzik dinlemek veya mum ışığında kitap okumak eylemleriyle bir tutulacak neredeyse. Sinemayı “eğlence sektörünün bir kolu” olarak gören ve salonlarda buna uygun hareket eden seyirciler de sinemada film izleme deneyimini pek kolaylaştırmıyor ancak sadece 15-20 yıl öncesinde gündelik hayatın vazgeçilmez bir parçası olan bir etkinliğin tarihin tozlu sayfalarına kaldırılacak noktaya gelmesi elbette bir veya iki nedene dayandırılamaz. Bireyselliğin yükselişe geçmesi, hem global hem de bireysel düzlemde farklılaşan sosyo-ekonomik değerler, ev sinema sistemlerinin gelişmesi, hatta projeksiyon makineleri sayesinde oturma odalarını küçük birer sinema salonuna dönüştürmenin günümüzde ütopya olmaktan çıkmış olması gibi birçok sebep sayılabilir.

Belki sinemayı sadece “eğlence aracı” olarak gören büyük şirketlerin dijitalleşmesi, diğer yanda sinemayı “sanat” olarak gören daha küçük yapım ve dağıtım şirketlerinin zamanla sinemayı salonlarda izlemek isteyen seyircilerle daha sık buluşmalarını sağlayacaktır, kim bilir? Böylece beyazperdede bir sanat eserine maruz kalmak isteyen kesim sinemaya gitme eylemini canlı tutmaya devam edecektir ve plaktan müzik dinlemenin dönüşü gibi, butik sinemalar tekrar değer kazanacak, sinema sahnesinde yerlerini alacaklardır. Böyle bir durumda büyük dijital platformları yöneten şirketler sağda solda küçük, antik görünümlü, ahşap koltuklu sinema salonları açmaya başlayıp “sinema, sinemada izlenir” sloganını salık verirlerse hiç şaşırtıcı olmaz. Bol filmli günler!

H. Necmi Öztürk

Bir Cevap Yazın