Yazdığı romanların içerikleri ve otobiyografik eserleri üzerinden sıklıkla Simone de Beauvoir ile karşılaştırılan, 2022 yılında da Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi olan ünlü Fransız yazar Annie Ernaux, 42. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin konuğu olarak 13-15 Nisan 2023 tarihleri arasında İstanbul’daydı. Annie Ernaux festival kapsamında yer alan, oğlu David Ernaux-Briot ile yönettiği Les Années Super 8 (Super-8 Yılları, 2022) filminin gösterimlerinden sonra izleyicilerle buluştu, bizler de 14 Nisan Cuma günü İKSV tarafından düzenlenen bir basın toplantısı aracılığıyla usta yazarla sohbet etme, kendisini dinleme fırsatı bulduk. Yazarın, Super-8 Yılları filmini oğlu Ernaux-Briot ile birlikte yönettiğini söyledik, ancak durum biraz daha karışık. Ernaux ailesinin 1972 yılında satın aldığı bir Super 8 kamerayla çekilmiş olan görüntülerin elenerek bir araya getirilmesinden oluşan 60 dakikalık yapımın yaratım süreci, David Ernaux-Briot’dan öğrendiğimiz kadarıyla şöyle gelişiyor:

Ernaux-Briot, annesiyle birlikte 1972-1981 yıllarını kapsayan, Super 8 kamerayla çekilmiş toplam 6 saatlik kaydı izledikten sonra Annie Ernaux’dan, bu kayıtlardan edindiği izlenimler etrafında yorumlar yapmasını, kısacası usta yazarın ortaya yeni bir metin çıkartmasını istiyor. Söylediğine göre Ernaux-Briot annesine hiçbir yönlendirme veya direktif vermemiş, daha doğrusu böyle bir müdahalede bulunmak, “aklından dahi geçmemiş”. Yeni metin ortaya çıktığında ise, Annie Ernaux söz konusu metni filmin dış sesi olacak şekilde okuyor, ardından Ernaux-Briot bir montaj teknisyeni ile birlikte montaj odasına girerek bu altı saatlik kaydı, uzun uğraşla bir saate indirgiyor. Dolayısıyla basın toplantısında esprili bir şekilde dile getirildiği üzere, bu filmin yaratım sürecinde Annie Ernaux ve oğlu, yazılan metne getirdikleri birkaç değişiklik dışında, neredeyse hiç birlikte çalışmamışlar. Bu bağlamda bir soruya verdiği cevapta Ernaux-Briot, annesi Annie Ernaux’yu “Super 8 Yılları filminin senaristi” olarak nitelendiriyor.

Can Yayınları’ndan editör Şirin Etik’in moderatörlüğünde gerçekleşen basın toplantısında hem Etik’in hem de katılımcıların soruları aracılığıyla doğal olarak Annie Ernaux’nun edebiyattaki yeri ve önemi de konuşuldu. Usta yazarın edebiyat bağlamında sorulan sorulara verdiği cevaplardan bazılarını kısaca, dilimize serbestçe çevirerek özetleyelim:
- Yazı üslubum hakkında “mecaz kullanılmayan, söz sanatı barındırmayan, düz (plat) bir anlatı” nitelemeleri yapılmakta, Roland Barthes’ın “écriture blanche” [anlatıcının kendini geri çektiği, sanatsız, bembeyaz bir yazı stili] kavramı da yine benim romanlarım üzerinden kullanılmakta, bu nitelemeleri kabul etmiyorum, kullandığım üslup içeriğin hizmetindedir, anlattığım konu belli bir yazı stilini gerektirir demek daha doğru.
- Romanlarımda duygular ve duygulanımlar elbette önemli bir yer tutuyor ancak bunları “toplum temelli duygulanımlar” (sensations de nature sociale) olarak adlandırmak daha uygun olacaktır. Örneğin henüz Türkçe’ye çevrilmemiş olan La Honte (Utanç) adlı eserimde özellikle az önce yaptığım tanıma uygun düşen ruh hallerinden bahsediyorum, bunların dağınık halde tüm yapıtlarımda bulunduğunu söylemek abartı olmayacaktır.
- Her yapıt, doğası gereği politiktir. Örneğin benim için de, 18 yaşımdayken Simone de Beauvoir’ın “İkinci Cins” (Le Deuxième Sexe) adlı eserini okumam tam anlamıyla, içsel bir devrim (une révolution intérieure) niteliğindeydi.
- Benim için “écrivaine engagée” [angaje / misyon sahibi yazar] tabirini kullanıyorlar, bunu kabul ederim ancak belirtmem gerekir ki önceliğim her zaman yazma eylemine dönüktür. Eğer bir misyonum varsa, bu en başta yazmaktır, diğerleri ikincildir.

Annie Ernaux’nun edebiyat bağlamındaki sözleri özetle yukarıdaki şekildeydi, belki de basın toplantısında, usta yazarın verdiği en güzel cevapla bitirmek yerinde olacaktır: Şirin Etik’in “kadınlar olarak yaşadıklarımızı, maruz kaldığımız kötü davranışları, şiddeti ve tacizi dile getirmeden önce çekinceler yaşayabiliyor veya hiç dile getirmeyebiliyoruz, sizin de bu tür konularla ilgili okurlarınızla paylaşmadığınız, oto-sansür uyguladığınız herhangi bir olay oldu mu hayatınızda?” sorusuna Annie Ernaux’nun verdiği tek kelimelik net cevap, tüm salonu harika bir enerjiyle doldurdu, hepimizi hayranlıkla gülümsetti: “HAYIR”.

Annie Ernaux’nun, oğlu David Ernaux-Briot ile ortaya çıkarttığı Les Années Super 8 filmi önce 2022 yılının Cannes Film Festivali’nde, ardından birkaç farklı platforma uğradıktan sonra da 42. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde gösterildi. En kısa zamanda daha geniş kitlelere ulaşabileceği dijital platformlarda da gösterilmesi temennisiyle yazımızı sonlandıralım. Şimdiden keyifli seyirler.

Ernaux’nun romanından uyarlanan The Happening / Kürtaj filminin eleştirisi