Campbell Rehberliğinde Bir Çözümleme: KAPTAN BENİM (Io Capitano)

Joseph Campbell, mitlerin yapısını ele aldığı kitabı Kahramanın Sonsuz Yolculuğu’nda metinlerdeki ortaklıklara bağlı olarak bir model geliştirir. Ona göre hikâyeler, farklı farklı biçimlerde karşımıza çıksa da aynı öze sahiptir. Söz konusu model, mitlerdeki kahramanların yolculuklarının yola çıkış, erginleme ve dönüş olmak üzere üç aşamadan oluştuğunu ortaya koyar. Birinci aşamada kahraman, haberciden bir çağrı alır ve yola çıkması için teşvik edilir. Haberci, kahramanın geri çeviremeyeceği özellikleri taşırken bazen doğaüstü güçlerle donatılmış, bazen de insan dışı bir varlık, kahramanı tedirgin eden bir rüya ya da günlük yaşamda görülen sanrılar biçiminde anlatıdaki yerini almıştır. Kahramanın bu çağrıya kulak verip harekete geçmesiyle reddetme evresi aşılır ve bilinmeyene doğru bir yolculuk başlar. Yardım evresinde kahraman, yine doğaüstü bir gücün desteğini alarak karşılaştığı engelleri bertaraf eder. Çağdaş metinlerde bu evrede kahramanın sıradan bir kişiden aldığı bilgi de bu kapsamdadır ve onun hedefine ulaşmasına yardımcı olur. Doğaüstü Yardım evresinde yardımcı, kahramanı koruyan genel bir güçtür ve yolculuk boyunca kahramanı gözetir. Aşırı güç bölgesinde anlatıya eşik muhafızları katılır. Onların koydukları engeller, kahramanın aşması gereken birinci eşiktir. Bu aşamada kahramanın eylemleri çeşitli biçimlerde sınırlandırılır ve ilerlemesi yavaşlatılır; ancak kahraman, ustalığı ve cesaretiyle bunları yenmeyi becerir. Büyülü eşiğin devamında gelen ve Balinanın Karnı olarak adlandırılan evre, yeniden doğumu simgeler. Kahraman, bu evrede bilinmeyenin içinde kaybolur.

Yola çıkış aşaması böylece biterken erginleme aşaması başlar. Erginleme aşamasının birinci evresinde kahraman, pek çok sınavdan geçer. Anlatının başındaki dünyanın özellikleri değişir ve yerini düşsel, kahramanı zorlayan, gerçeküstü olay ve durumların bulunduğu bir dünya alır. Burada kahraman, güç görevlerin üstesinden gelmek zorundadır. Sınavları başarıyla verip sonraki evrede Tanrıçayla karşılaştığında içsel ya da dışsal sınırlarda bir kriz yaşanır. Campbell’a göre Tanrıça, “Aşılmazı aşar, beslenmezi besler ve her şeyin yaşamıdır”. Tanrıça, varoluşun çevrimini yönlendirecek güce sahip olduğu için bu evrede doğum ve ölüm bir aradadır. Sonraki evre, babayla barışmadır. Burada simgesel bir baba da söz konusu olabilmektedir. Kahraman, geçmişte çatışma yaşadığı bir yakınıyla meselelerini çözüme kavuşturur. Bunu tanrılaştırma ve nihai ödül evreleri izler. Altıncı evrenin sonunda tamamlanan erginleme aşamasının ardından dönüş aşaması başlar. Kahramanın artık yola çıktığı dünyaya dönmesi gerekir. Yolculuğu zaferle taçlandırdıysa toplumun yeniden inşası için görevlendirilir. Hâlâ olağanüstü güçler tarafından desteklenen kahramanın yola çıkmadan önce var olduğu dünyayla yeniden bağlantı kurabilmesi, dönüş eşiğini aşabildiğinin işaretidir. Devamındaki İki Dünyanın Ustası evresini Campbell şöyle tanımlar: “İki dünya ayrımı arasında, zamanın görünümlerinin bakış açısından nedensel derinliğinkine – birinin ilkelerini diğerininkilerle karıştırmadan, aklın birinin erdemiyle diğerini tanımasını sağlayarak – ileri geri gidip gelmek özgürlüğü”. Yaşama Özgürlüğü adı verilen son evreyi ise Campbell, “Tüm evrende kaybolan bir şey olmadığından emin olun; çeşitlenir ve biçimini yeniler” diyen Ovidius’a atıfla açıklar.

Matteo Garrone’nin Venedik Film Festivali’nden en iyi yönetmen – Gümüş Aslan ve en iyi genç oyuncu ödülleriyle dönen filmi Kaptan Benim (Io Capitano / Me Captain, 2023), Joseph Campbell’ın modeliyle incelenmeye müsait bir yolculuk anlatısı. Başkarakteri Seydou (Seydou Sarr) ile kuzeni Moussa’nın (Moustapha Fall) Avrupa’ya gidip müzik yapma hayalleri vardır. Bu hayal, kahramanı yola çıkması için teşvik eden habercinin çağrısıyla aynı işlevi taşır. Bir yandan bir iç gönderen söz konusuyken bir yandan da Senegalli iki gencin ırkı, rengi üzerinden “dünyadaki değeri”ni belirleyen siyaset kurumuna bağlı olarak başka nedenler belirleyicidir. Bir sahnede Seydou, “Başka biri olmak istiyorum” diye açıklar çıkmak istediği yolculuğun amaçlarından birini. Olmak istedikleri kişiyi ise Moussa şöyle anlatır bir diğer sahnede: “Beyazların senden imza istediğini, gerçek bir yıldız gibi sahneye çıktığını hayal et”. Onlara Avrupa’nın televizyonda gördükleri ya da hayallerindeki gibi olmadığı hatırlatıldığında Seydou bir an için yola çıkmak konusunda kararsız kaldığında söyler bunu Moussa. Müzik, onların aşk vb. duygularını aktardıkları bir vasıta değil, dünya üzerinde konumlandırıldıkları yere dair bir ifade biçimi. Tam anlamıyla sokak müziği yaparlar ve bulundukları yerde yazdıkları şarkıların onları geniş kitlelere ulaştırması ve öncesinde siyahi oldukları için ya görünmez kılındıkları ya da ikincilleştirildikleri dünyaya seslerini duyurmaları bu yüzden çok büyük anlam taşır. Hayallerinin gerçeğe dönüştüğü anda ulaşacakları kimlik ve statü, iki kahramanın geri çeviremeyecekleri bir çağrı niteliğinde. Sonunda bütün olumsuz sesleri bir kenara bırakıp Campbell’ın dikkat çektiği bilinmeyene doğru yola çıkarlar.

Yolculukları umutla başlar. Henüz yüzleri gülmektedir ve uzun zamandır var olan heyecanlarını korurlar. Yolculuğun bu evrelerinde karşılaştıkları engeller, bir nevi eşik muhafızlarının görevini üstlenir ve her bir engel aşıldıkça iki kahraman, bilinmeyenin içinde tamamen kaybolacakları yeni bir evreye doğru ilerlerler. Yola çıktıklarındaki neşe ve heyecanları, yerini yorgunluğa bırakır. Erginleme aşaması başlamıştır artık. Eski dünyalarından oldukça farklı bu yeni dünyadaki yolculukları, bitmeyen bir serüvene dönüşmektedir. İçinde bulundukları, gördükleri coğrafya, umdukları gibi değildir. Seydou’nun verdiği sınavlardan biri, artık dayanamadığını söyleyen bir yolcuya yardım etmektir. Bu evrede Campbell’ın modelindeki kahramanın destekleyicisi ya da koruyucusunu temsil eden rehberi kaybederler. Akabinde katlanarak devam eden engel ve zorluklar, kahramanların vermek zorunda oldukları sınavlara karşılık gelmektedir. O zamana kadar birbirini destekleyen ve adeta tamamlayan iki karakterin bu evrede ayrılmaları, yolculuğun sonraki evrelerini biçimlendirirken çözmeleri gereken başat sorun olarak belirir. Esir pazarında satılığa çıkarılan Seydou, bir yandan kendisini o durumdan kurtarmak bir yandan da Moussa’ya ulaşmak için bir çözüm bulmak zorundadır. Kaybettiği rehber yerine ona yolculuğunun devamında koruyucu ve destekleyici olarak yardım edecek başka biri çıkar. Esir pazarında satılan adamlardan biri, Seydou’nun da kurtulması için beraber inşaat işi yapabileceklerini söyleyerek kahramanın bir engeli daha aşmasına katkıda bulunur. Satın alınarak götürüldükleri evin etrafına duvar örmekle görevlendirilirler. Bu görevi başarıyla yerine getirdikten sonra istenilen çeşmeyi yaptıkları takdirde Trablus’a gitmek üzere özgür bırakılacaklardır.

Esaretleri sona erdiğinde ona yardım eden adam, memleketine dönmek zorunda olduğunu söyler; ancak Seydou’nun yolculuğunun Moussa’yı bulmak için devam etmesi gerekir. Seydou, yola birlikte çıktıkları için birlikte tamamlamak ister. Bu düşüncesi, iki karakterin bütünleşerek ve ayrı olduklarında dahi birbirlerini tamamlama mecburiyetini duyarak Campbell’ın modelinde tek başına bulunan kahramana karşılık geldiklerini işaret eder. Seydou, sonunda Moussa’yı bulur. Bu evrede ayrıştıkları nokta, Moussa’nın Senegal’e dönmek istemesine karşın Seydou’nun Avrupa hayalini – her şeye rağmen – korumasıdır. Hangi kararı verirlerse versinler önce bacağı yaralı olan Moussa’nın tedavi edilmesi gerekmektedir. Filmde kahramanların her defasında bertaraf etmeleri gereken pek çok engelin çıktığı erginleme aşaması, en uzun süren aşamadır. Yola çıkmaları konusunda onları harekete geçiren bir neden yeniden gündeme gelir. Moussa’nın tedavisi için röntgen çekilmesi ve sonrasında da ameliyat olması gereklidir; ancak siyahilerin kabul edilmediği bir sistemle baş etmek zorundadırlar.

Filmin yapım aşamalarından bir kare.

Seydou tekne kullanırsa tek kişi fiyatına İtalya’ya gitme şansları doğar. Bu teklifi çekincelerine karşın kabul ettiğinde yeni bir evre başlar. Artık yalnızca kendisi ve Moussa’dan sorumlu olduğu bir konumda değildir. İtalya’ya gidecek teknedeki insanların yolculuklarının nerede ve nasıl sona ereceği, onun ellerindedir. Campbell’in bahsettiği gibi bir Tanrıça karşısına çıkmaz; ancak mitlerdeki kahramanların o evrede yaşadıkları içsel ve dışsal krizin benzerini tecrübe eder. Hep beraber düze çıkmaları için varoluşun çevrimine sahip bir güç gereklidir. Bu sancılı süreç, sonraki aşamada belirecek bir nevi yeniden doğuş sürecini hazırlar. Seydou, bir ara kaptanlığa devam edemeyeceğine karar verir. Bocaladığında yardım ister ama o yardım hiçbir zaman gelmeyecektir. Bunu idrak ettiğinde yeni bir karar verir: Ne olursa olsun herkesi sağ salim İtalya’ya ulaştıracaktır. Henüz on altı yaşında bir gencin böyle bir sorumluluk alması, mitlerdeki, efsanelerdeki kahramanların taşıdığı özelliklerle örtüşür ama aynı zamanda filmin genel biçemine de oldukça uygundur.

Seydou ile Moussa’nın yolculuk anlatısında tam bir dönüşüm izleriz. Yola çıkmadan önce “Başka biri olmak istiyorum” diyen kahraman, farklı yollarla ve dönüşerek de olsa bu dile getirdiği amaca ulaşır. Serüvenlerini başlatan neden, müzik tutkularıyken tamamlama nedenleri hayat kurtarmaktır. Yolculuk boyunca tecrübeleri ve almak zorunda oldukları sorumluluklar amaçlarını, rotalarını ve kimliklerini değiştirmiştir. Sonunda İtalya’ya vardıklarında Seydou, filme adını veren o tümceyi kurar: “Kaptan benim. Başardım. Herkesi kurtardım” diye haykırır. Campbell’ın modelindeki üçüncü aşama olan dönüşten sonra yaşananları film, izleyiciye anlatmaz. Dönüş aşamasının başında anlatı sona erer; ancak kahraman, tam da Campbell’ın sözünü ettiği güçle donatılmış bir biçimde görülür zaferini ilan ederken. Üçüncü aşamayı tamamlayan evrede atıfta bulunulan Ovidius’un belirttiği gibi anlatı evreninde hiçbir şey kaybolmamış; kişiler, sorumluluklar, aşılması gereken engeller çeşitlenip çoğalırken kahramanlar dönüşüm geçirmiştir. Herkes bu yolculuğun sonunda yola çıkmadan önce var oldukları dünyaya dönse bile, yeni bir biçimde o dünyaya adımlarını atacaklardır artık.

Baran Barış

Kaynak yapıt: Campbell, J. (2013). Kahramanın Sonsuz Yolculuğu. Çev. Sabri Gürses. Kabalcı Yayıncılık: İstanbul.

Bir Cevap Yazın