Final sezonunun ikinci bölümüyle karakterlerin maskelerinin artık tamamen ait oldukları yere oturduğuna tanık oluyoruz. Bunun “yeniden doğuş”a mı yoksa çoktan “doğmuş olan”a mı işaret ettiğini tespit etmek izleyiciyi her bölümde köşeye sıkıştıran bir alan açıyor. Leanne Grayson’ın (Nell Tiger Free) evdeki her bir bireye bedensel yakınlığı ancak duygusal açıdan uzaklığı, karakterler arasındaki mesafeleri genişletirken senaryonun akışı da her bir karakter için farklı derecelerde nefes alıp veriyor. Dorothy Turner’ın (Lauren Ambrose) büyük düşüşünden sonra Leanne ile yollarının kaçınılmaz olarak tekrar kesişmesi, onu kendinde olmayanı yadsımaya daha çok yakınlaştırıyor. Bunu bir anlamda bireyin önce kendine sonra dışarıya yabancılaşması olarak düşünürsek “yabancılaşma” düzleminde tanımladığımız ruh halinin durumu bir anlamda bireyin zorunlu seçimi şeklinde yorumlanabilir. Dorothy’nin temel eksikliği Descartes’ın Kartezyen Cogito’sunu anımsatıyor. Bu bağlamda Dorothy’nin olan bitenler üzerine eğilmeyi psikolojik bağlamda dahi olsa reddetmesi, onu “düşünmeyen” bir pozisyona yerleştiriyor ve bu konum da, kendi varlığının her anlamda vücut bulmasını engelliyor.

Ben’i, Bana Kendi Ölümümü Hatırlatan Ben’in Sorumluluğundan Kurtar
Dorothy’nin geçmişine dair hatırlayamadığı anlar Servant’ın her bölümünde kendini yavaş yavaş hissettirerek Dorothy’yi hakikatin cenazesine davet ediyor. Bu da serinin tüm sezonları için hiç değişmeyen bir karakter durumu çiziyor. Jericho’yu arabada bırakarak ölüme terk etmeyi (bilinçli veya bilinçsizce) seçmesi, Dorothy’yi hiç bitmeyen, tanımsız bir cezanın kölesi yapıyor. Dördüncü sezon boyunca bir nevi ayıkken uyur halde görünen Julian Pearce (Rupert Grint) ile Sean Turner’ın (Toby Kebbell) dile getirdikleri her şey, bir nevi rüyada kendilerine söyledikleri yalanlar gibi tınlıyor. Bu sezonun ilk bölümleri dahilinde senaryodaki varlıkları oldukça bulanık ve silik olarak çizilmiş gözüküyor. Hakikatin ağırlığı Dorothy’yi kendi yatağında felçli bir vaziyette bırakmışken Leanne, şu ana kadar tüm bölümleri sırtlamış gözüküyor. Öte yandan kameranın odağında sürekli olarak onunla ve onun etrafındakilerle karşılaşmamız, bir nevi alanı tek kişilik bir oyuna çeviriyor. Bu anlatım biçimi Servant’ın önceki sezonlarında karşımıza sıklıkla çıkmayan bir ayrıntı olarak varlığını gösterirken, serinin senaryo akışında güç değişiklikleri olduğu aşikâr bir şekilde göze çarpıyor.

Hoşgeldin Anksiyete
Dorothy’nin yatağının hemen yanı başında duran Georg H. Eifert’in Anxiety Happens: 52 Ways to Move Beyond Fear (Anksiyete Sizinle: Korkuyu Aşmanın 52 Yolu) adlı kitabı Itch (Kaşıntı) bölümündeki anlatımı özetleyen en önemli nesnelerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Kaygıyı örtbas etmek veya onu en aza indirmeye çalışmak tüm sezonlar boyunca karşımıza çıkan başarısız bir deneme serisi olarak varlığını sürdürürken Anxiety Happens, bölümün içine hapsolmuş olan kaygı yapısının etrafını daha da sağlamlaştırıyor. Bu şekilde Dorothy’nin üzerine yapışan lanet pelerinini daha net görebiliyoruz. Özellikle kaldığı odadaki duvar kağıdının mekânda yarattığı melankolik ve karamsar hava yapısı, kaygı durumunun rastgele seçilmemiş yanını simgeliyor. Leanne’ın varlığı, “kusursuz bir tekinsizlik kendini etrafta nasıl hissettirir?” sorusunun cevabını veriyor. Dorothy’nin kaygısı ise her bölümde ortaya çığlık atan düşünceleri kusuyor ancak hiçbir zaman başkaları tarafından duyulmuyor.

Kitty Green tarafından yönetilen ve Tony Basgallop eşliğinde Alyssa Clark tarafından yazılan Itch, diğer Servant bölümlerine göre içerisinde daha az detay barındırsa da tam olarak nokta atışı nesnelerle temelde hikâye anlatıcılığının zenginliğinden ödün vermiyor. Buna örnek olarak Leanne’ın Jericho’nun eski kıyafetlerinden kesip diktiği yorgan (patchwork) son derece çarpıcı. Yorganın parçalarının yoğunlukla fil desenleriyle kaplı olması “hatırlama” ve “unutma”nın anlamlarını bize tekrar gösteriyor. Öte yandan Dorothy’nin hayatının bir bölümünü, özellikle Jericho ile ilgili kısmının neredeyse silinmiş olmasını kabullenmeye başlaması bu anlamda bölümde önemli bir detay olarak kendini gösteriyor.

Cogito’nun Bir Alternatife Dönüşmesi
Bebek eşiğinin (Plasenta previa) kaybedilişi ile şekillenmeye başlayan her Servant bölümü, zaman geçtikçe Leanne’in güçlerini kötülükten aldığına işaret ediyor. Bu kötülük bulutu belli saf bir perdenin altından gösterildiği için kimi zaman anlaşılmıyor ancak yeni sezonun her geçen bölümünde şunu rahatlıkla fark edebiliyoruz ki Leanne’ın ses tonu, duruşu ve ilerlediği yolun biçimi tamamen renk atladı. Jericho’nun daimî olarak kendisini her an “ölme” ihtimali ile karşı karşıya bulma durumu ise seride bir anlamda döngü sistemi başlatmış oldu. Bu şekilde izleyici de tıpkı Dorothy gibi Jericho’nun varlığını alternatife dönüşmüş bir vaziyette takip ediyor. Bölüm ise adını manidar bir isimden alıyor. Her ne kadar ilk anlamı “kaşıntı” olsa da Itch, aynı zamanda “arzu” anlamına da gelmekte.

Leanne’ın Turner’ların evinin içinde yaratmış olduğu güçlü duygu durumu evin hem içinde hem de dışında birtakım çalkantılara sebep oldu. Bölümde kaşıntıya sebep olana gözlerimizi diktiğimizde ise akıllara kaçınılmaz olarak Dario Argento’nun Suspiria (1977) filmindeki ayrıntı geliyor. Dorothy ve Leanne arasındaki cadılık dengesini gözetecek olursak bölümdeki bu kült referans sezon boyunca ağırlığını koruyabilir. Ayrıca Leanne ile Dorothy arasındaki bakıcılık ilişkisinin 1962 yapımı What Ever Happened to Baby Jane? (Robert Aldrich) kült klasiğine doğrudan göndermeler içerdiği de aşikar. Kendisini izleyiciye her zaman hatırlatan George Amca (Boris McGiver) ise varolmanın kayıtsız anlamsızlığına örnek olarak kendisini yansıtıyor. Itch adlı ikinci bölüm izole olma hali, evin güvenirliğinin kalmaması ve evdeki bireyler arasında değişip duran güç durumları gibi etmenler sayesinde sezonun gerginlik derecesini korumaya ve onu törpülemeye son hızda devam etmesine olanak tanıyor.
