LITTLE DIXIE: Köpeğin Ahlakı Boynundaki Mücevherin Kanını Akıttığında

Bu yılın başında 52. Rotterdam Film Festivali’nde izlediğimiz, aksiyon türünde kendini ön plana çıkaran yapımın başrollerinde aksiyon severlerin Captain America: The Winter Soldier’dan (2014) hatırlayabileceği Frank Grillo’nun (Doc Alexander), yanısıra Thomas Dekker (Clarke Moore), Eric Dane (Richard Jeffs) ve son dönem korku türünün aranan isimlerinden Annabeth Gish (Billie Riggs) yer almakta. Yönetmenliğini ve senaryosunu John Swab’ın üstlendiği Little Dixie (2023), alışkın olduğumuz bir suç hikâyesini kimi zaman Dario Argento’nun L’uccello dalle piume di cristallo (1970) veyahut Il gatto a nove code (1971) filmleri tarzında anlatıyor ya da her fırsat bulduğunda anlatıyı Sergio Leone filmleri tadında bir tonla besliyor. Gerilimin ve aksiyonun yüksek seviyede olduğu film, seyir esnasında akıllara John Wick serisini de getiriyor. Genel olarak anlatımını video oyunu tarzında sergileyen bir dili olan Little Dixie, ahlak oyunlarını karamsar diyalog yapısıyla buluşturuyor. Türünün yenilikçi örneği sayılamayacak olan film, daha çok aksiyon ruhunu beslemek için varlık gösteriyor denebilir.

Maurice Compte & Beau Knapp

Ketçap Kokan Aksiyon

Temposunu karmaşık olay örgüsünden alan Little Dixie, bir aksiyon filminde klişe olarak ne bulunabilirse hepsini deniyor ve anlatısına her birini yerleştiriyor. Adam kaçırma, sömürü, cinayet üçlüsü etrafında kendi şiddet diliyle zaman zaman aksiyondan polisiye aurasına da kayan film, kara mizahı da sonuna dek kullanan bir yapıya sahip. Karakterlerinin çizmiş olduğu sert ve zaman zaman kendisini gösteren duraksamalı kompozisyonu filmin sonuna değin kendi temposunu buluyor. Aksiyon anlatısını ise tam anlamıyla kullandığı tonlarla dışarıya vuran John Swab, Beau Knapp’in canlandırmış olduğu Raphael ‘Cuco’ Prado karakteriyle Terminator havasını (Sarah Connor Chronicles‘dan Thomas Dekker’ın da filmdeki varlığını unutmadan) filmine yediriyor. Filmin karakterlerini nadiren konuşturması, olaylara karşı tutumu ve fark edilmesi güç olsa da bazen ani bazen durağan olarak aldığı kararlar, anlatıdaki kompozisyonu mizahi anlamda besleyen en önemli faktörler olarak karşımıza çıkıyor. Bu da gösteriyor ki filmin yönetmeni Swab, senaryo odaklı değil daha çok karakter odaklı bir filme imza atarken, filminin sesini taşıyan daha çok karakterlerin çeşitliliği oluyor. Her ne kadar Little Dixie’nin senaryosu izleyiciye yeni bir şey sunmasa da karakter çeşitliliği, yapımı aksiyon bağlamında da besliyor.

Frank Grillo

Deneyimli Şiddetin Tecrübeli Elemanları

Tüm anlatının belli çatışmalara odaklandığı Little Dixie, çoğunlukla kartel sorunlu doğan şiddeti ele alıyor. Öldürme eylemini su içmek gibi basit bir eyleme dönüştüren hikâyesiyle arka plan dokusundan yoksun olan anlatı, doğası gereği takip edilmesi zor bir yol çizmiyor. Karakterler arasına kurulmuş olan iletişim biçiminin herhangi bir harmoniden uzak oluşu, filme özgün bir hava katarken onun ucuz gözükmesini kesinlikle engellemiyor. Senaryo yozlaşmayı hedef almış olsa da onu sadece amaç olarak kullanıyor, hiçbir zaman onun içine derinlemesine bir atlayış gerçekleştirmiyor. Her bir karakterin içine işlemiş olan yalnızlık unsuru karakterlere tek tek değer biçmemizi düşündürtürken senaryonun aynı tutumdaki çizgiyi takip etmemesi anlatıyı takip etme düzleminde bağlantısızlıklar veya kopmalar doğurabiliyor.

Annabeth Gish

İkinci Sınıf Gerilim

Filmin müziklerini üstlenen David Sardy, filmin sinematografisine neon ışıklı bir perde indirirken karakterlerin anlatının içerisinde tutunmasına da izin veriyor. Filmin solgun duruşu, ürkütücü ve yer yer tehlike unsurlarını taşımaya çalışsa da tasvir edilmeye çalışılan ile içeriğin bir dengede buluşmaması Little Dixie’nin klasik B sınıfı aksiyon türünde olduğuna dair bizi ortak paydada buluşturuyor. Bu şekilde film boyunca hikâyenin nereye gideceğine dair tahminlerimiz her zaman doğru noktaya doğru yöneliyor. Filmde karakterlerin kaçınılmaz ölümleri, kapsamlı aksiyon sahnelerinin devre dışı bırakılması kimi zaman Lucio Fulci’nin filmlerinde gerilim tadını anlatıya serpiştirmeyi unutuşunu anımsatıyor. Little Dixie, kompozisyonunun renkleri açısından yazımızda saymış olduğumuz çeşitli klasik filmleri hatırlatmasına rağmen tarz açısından tamamen kendisine hizmet eden bir film.

Burcu Meltem Tohum

Frank Grillo ve Burcu Meltem Tohum, IFFR Rotterdam’da filmin prömiyeri sonrasında.

Bir Cevap Yazın