Çek Korku Sinemasında Sürreel Bir Melez: MORGIANA

Morgiana (1972), Çek Yeni Dalgası’nın korku, gerilim ve fantastik türünde en etkin ismi olan Juraj Herz tarafından yönetilmiş olan, yaklaşık yarım yüzyıllık bir yapım. Film, sürreel dokunuşlara sahip olmasının yanı sıra yönetmenin Ravensbrück Toplama Kampı’na gönderildiği zamanlardan da izler taşıyor. Bu konuda en belirgin olarak karşımıza çıkan temel unsurlar arasında klostrofobik mekân çekimleri ve gerçeküstü zihinsel işkence temalarından bahsedilebilir. Bu bağlamda Juraj Herz filmlerinin salt gerilim öğelerinden çok daha fazla anlamlar barındırdığını söyleyebiliriz.

Herz’in 1978 yapımı Beauty and the Beast’inden sonra yönetmenin en çok bilinen filmi olan Morgiana, Herz filmografisinde gerilimi tavanda seyreden filmlerden biridir. Mekânda kullanılan aynalar aracılığıyla karakterler arasında yakalanan kaçamak bakışlar, kullanılan gotik kostümler ve makyaj tercihleri, ailenin ölmüş aristokrat bireylerinin tabloları bir nevi fantastik düzlemde de yönetmenin korku anlayışına estetik bir hava katıyor. Yönetmen salt bir korku hikayesinde kan öğelerinin her zaman vazgeçilmez bir unsur olmasından kesinlikle kaçınmış. Her ne kadar Morgiana, bir anlamda Giallo türüne de göz kırpıyor olsa da geleneksel anlamda alışılagelmiş korku öğelerinden uzak durmuştur.

Juraj Herz ile Korku Türünde Sonsuz Deneysel Rotalar

Art Nouveau nüanslarının yer yer kendini gösterdiği filmde seyirci, üst ve orta sınıf karakterlerin hayatlarına rahatlıkla ortak olabiliyor. Morgiana’yı çekerken birbirine yakın birçok akımdan beslenen Herz, gerilim türünün de kendi içinde sınırlarını zorlayınca düşündürücü noktalar ortaya çıkıyor. Bu anlayışıyla bir anlamda İtalyan gerilim tarzına da göz kırpan Morgiana, Çek Sineması’nda döneminin Neo Giallo’su olarak kendine bir kategori yaratmış da diyebiliriz. Filmin, Rus yazar Aleksandr Grin tarafından yazılmış bir hikâyeden uyarlama olması edebiyat ile sinemanın el ele tutuştuğu o sembolik ve antagonistik dışavurumların çıkmasına olanak tanıyor. Filmin asıl dayandığı hikâyeye göre ana karakterin şizofrenik yansımalarını okur doğrudan görebilme imkanına sahipken yönetmen filmde bunun etkisini üstü kapalı bir şekilde belirtmeyi tercih etmiştir.

Filmde öne çıkan iki karakterin isimleri Klára ve Viktorie, ancak her iki karaktere de Iva Janzurová tarafından hayat verilmekte. Morgiana’da ilk izlenildiği zaman göze ne doğrudan ne de dolaylı bir şekilde çarpmayan bu durum, Janzurová’nın karakterler arası sergilemiş olduğu başarılı oyunculuğunu da öne çıkartıyor. Morgiana, hem dekorasyon hem kostüm hem de karakterlerin makyajlarının oluşturulması bakımından görsel anlamda seyirciye çok zengin bir alan açıyor.

Juraj Herz

Jaromil Jireš, Jirka Menzel, Evald Schorm ve Věra Chytilová gibi isimlerle aynı dönemde üretim yapmasına karşın Juraj Herz, sinema dünyasında kendi varlığını göstermekte zorluk çekmiş ve yaşadığı dönemde Çek Yeni Dalgası’na bir türlü kabul edilmemiş. Yönetmenin kendi düşüncesine göre bunun sebebinin altında her zaman üniversitede aldığı kukla eğitimi yatıyordu. Kendisinin her zaman bir yönetmen olarak değil de kukla sanatçısı olarak görüldüğünü birçok röportajında belirtmiştir. Öte yandan kukla eğitimi almış olması Morgiana’yı baştan aşağı o kadar zengin bir tabloda sunmasını sağlamış ki yönetmenin kendi döneminde yönetmen olarak anılmamasının nedeni olarak kuklacılık geçmişinin gösterilmesi artık pek de geçerli değil elbette.

Bir Otobiyografi Otopsisi

Filmlerinin hikayesini oluşturmada genelde Ladislav Fuks ve Alfred Jarry gibi isimlerle birlikte çalışan Juraj Herz’in sinema estetiğinde genellikle karanlık, fantastik ve gerilim yüklü bir atmosfer vardır. Bunun en iyi örneğini ise Morgiana’da bulabiliriz. Bu türden, izleyici üzerinde hem psikolojik hem de atmosferik detayların sunulduğu bir filmde Herz’in dönemin sinemasına meydan okuduğunu söylemek yanlış olmaz.

Věra Chytilová – Daisies

Ayrıca film boyunca yönetmenin ağırlıklı olarak grotesk ve ekspresyonist göndermelerini de yakalayabilmeniz mümkün. Juraj Herz’de ekspresyonizm, bu akımı kendi çalışmalarına işleyen diğer insanlardan farklı olarak daha mizahi bir tarzdadır. Bu bakımdan Morgiana’da tanık olduğunuz her dram an’ı aynı zamanda absürt olanın da dışavurumudur. Yönetmen, Morgiana’da sinemanın ve sanatın her anlamda nüvelerini istikrarlı bir şekilde kullandığından filmin anlatısındaki temelde “iki kız kardeşin çekişme olayı” hiç de kulağa geldiği kadar basit bir şekilde aktarılmamıştır. Filmde, Vera Chytilová’nın Daisies (1966) ve Fruit of Paradise (1969) filmlerindeki renk dağılımının etkileri, fark edilmeye açık bir şekilde bu filmde gözler önüne seriliyor.

Çek Sineması’nda sinematografi denince akla gelen ilk isimlerden biri olan Jaroslav Kučera’nın Morgiana’da baştan sona kullandığı kedi bakışı çekim açısı, prizma efektler ve halüsinasyon etkilenimi yaratmada kullanılan ayna yansımaları, Morgiana’da bulunabilecek önemli ve yaratıcı sinemasal zenginliklerden. Juraj Herz sinemasının genel yapısını Morgiana üzerinden kısaca özetlemek adına, yönetmenin sinemadaki mekân ve nesne kullanımlarını beslediği brikolaj tekniğinden bahsetmek gerek. Müzik kullanımı, sahne tasarımı, teatral dokunuşlar, kuklalar dünyasının yansıması gibi genel sinema anlayışında çok sık görmediğimiz ama özellikle Çek Sineması’na özgü, izleyicinin görsel dünyasını zenginleştirebilecek olan bu unsurların hepsinin birbiriyle kaynaştığı düşsel ve sıradışı bir deneyim, Morgiana.

Herz’in Karanlık Peri Masalı

Sinemaya bakışı açısından Evald Schorm, Jan Švankmajer, Jiří Svoboda, Karel Zeman ve Jiří Menzel gibi isimlerle birlikte anılan Juraj Herz, korku ve fantezi öğelerini Ortaçağ vb. gibi tarihsel düzlemlerde buluşturan, son derece sürreel ve aynı zamanda da dışavurumcu bir duruşa sahip, karanlık bir peri masalı yaratıcısı. Ancak yönetmenin korku anlayışı The Texas Chainsaw Massacre benzeri filmler türünde olduğu gibi bir korku anlayışına hizmet etmiyor. Juraj Herz, anlatılarında daha çok mizahi bir korku anlayışına işaret ediyor.

Ölümün Juraj Herz sinemasında başka bir temsili olan Morgiana, ilk izlenimde Edgar Allan Poe’nun The Black Cat adlı kısa öyküsünü de akıllara getirir. Viktoria’nın siyam kedisinin gözünden bazı olayları görmemiz ve bu kedinin adeta filmdeki diğer oyunculardan rol çalıyor olması Morgiana’nın sinematografisinin ne denli zengin olduğunun bir başka göstergesi. Zihinsel düzlemde ciddi bir işkence tabanı sunan Morgiana, psikolojik olarak insanı rahatsız edebilecek düzeyde olup, sinema tarihinde kullanılan teknikler, dekorlar vb. unsurlar eşliğinde izlendiğinde, ders niteliğinde bir film.

Burcu Meltem Tohum

Bir Cevap Yazın