VIVRE SA VIE – Varoluşçuluk ve Determinizm Gerilimi Arasında Kleinfrankenheim Sorgulaması

Vivre sa vie: Film en douze tableaux (Hayatını Yaşamak, 1962) eserini belli bir bakış açısıyla ele alıp, onu değerlendirmeye koyulmak bir oyun hamurunun ele avuca sığmayan şekliyle uğraşmaya benzer. Düşüncelerin, sözcüklerin kifayetsiz kalabileceği ve bizleri ulaşılması güç boyutlara fırlatan -şiddetini tam da bu merkezden alan- bir Godard yapıtıdır. Anna Karina’nın canlandırdığı Nana Kleinfrankenheim adındaki genç … Okumaya devam et VIVRE SA VIE – Varoluşçuluk ve Determinizm Gerilimi Arasında Kleinfrankenheim Sorgulaması

AU PAN COUPÉ – Uyanışın Son Gecesi Orakçı’dan Korkmaz*

Kayıp bir kimliğin peşinden sürüklenen, görünür bir gölgenin siyah-beyaz tonlardaki yaşayan yalnızlığına tanık olduğumuz Au pan coupé (1968), Guy Gilles’in şiirsel yaklaşımlarla tüm kompozisyonu özenle boyadığı bir yapım. Jeanne Delaître (Macha Méril) ve Jean Doit (Patrick Jouané) karakterleri sonsuz bir hüzün havuzunda kaybolmuş, birbirine çok yakın ancak aynı zamanda da birbirine son derece yabancı bir … Okumaya devam et AU PAN COUPÉ – Uyanışın Son Gecesi Orakçı’dan Korkmaz*

LE DAIM / DEERSKIN: Mükemmel Olma Talebinin Reddedilişi

İçindeki “canavar” ile tanışabilmek adına birçok yol denemekten asla kaçınmayan Georges (Jean Dujardin), “doğal insan”ın her hattına sahip. Ülkemizde Deri Ceket adıyla gösterime giren filmin yönetmen koltuğunda oturan Quentin Dupieux, bir nevi ana karakteri kendi giyotinine davet eder nitelikte çizdiği hikâye ile birbirleriyle sürekli olarak etkileşim halinde olan eylemleri romantize ediyor. Henüz isimlendirilmemiş -yakın- gelecekteki … Okumaya devam et LE DAIM / DEERSKIN: Mükemmel Olma Talebinin Reddedilişi

MEANDER: Günbatımı Günbatımını Taklit Ederken

Bir günbatımı resminin günbatımını temsil etmesi beklenir, öte yandan günbatımını örnek almış bir resim, aslında resimsel biçim olarak bu türden bir idea’nın gölgesini takip eder. Dolayısıyla temsil edilen her ne ise mantıksal olarak örnek aldığını gerek bağımsız temsilcileriyle gerekse benzer temellendirmeleriyle gösterir. Bu bağlamda Fransız yönetmen Mathieu Turi’nin ikinci uzun metraj filmi olan 2020 tarihli … Okumaya devam et MEANDER: Günbatımı Günbatımını Taklit Ederken

LA FEMME DE L’AVIATEUR: Hayatın Histerik Bir Portresi

Genellikle kimsenin mutlu olmadığı ya da mutlu olsa bile bundan zerre haberi olmayan kişilerin anlaşarak bir araya geldiği bir başka Éric Rohmer filmi olan La femme de l’aviateur (1981), her karakterin birbirine bağlı olarak mutluluk alışverişi yaptığı ancak “sona kalanın” elinde koca bir boşluk olduğu bir film. Bu boşluklar sadece karakterlerin ruhlarının içine sızmakla kalmıyor … Okumaya devam et LA FEMME DE L’AVIATEUR: Hayatın Histerik Bir Portresi