VIVRE SA VIE – Varoluşçuluk ve Determinizm Gerilimi Arasında Kleinfrankenheim Sorgulaması

Vivre sa vie: Film en douze tableaux (Hayatını Yaşamak, 1962) eserini belli bir bakış açısıyla ele alıp, onu değerlendirmeye koyulmak bir oyun hamurunun ele avuca sığmayan şekliyle uğraşmaya benzer. Düşüncelerin, sözcüklerin kifayetsiz kalabileceği ve bizleri ulaşılması güç boyutlara fırlatan -şiddetini tam da bu merkezden alan- bir Godard yapıtıdır. Anna Karina’nın canlandırdığı Nana Kleinfrankenheim adındaki genç … Okumaya devam et VIVRE SA VIE – Varoluşçuluk ve Determinizm Gerilimi Arasında Kleinfrankenheim Sorgulaması

VIVRE SA VIE: Film en douze tableaux – Kendini Kendine Ödünç Vermek Asla Ortadan Kaldırmayacak Rastlantıyı

Sinema tarihinde deneysel dram kategorisinde yerini alan “Vivre sa vie: Film en douze tableaux” (1962), Jean-Luc Godard’ın dördüncü uzun metraj filmi olarak Fransız Yeni Dalga akımının öncülerinden. Arzuları, korkuları, şüpheleri, tesadüfleri ve gerçekçiliğin sıkıcı olmayan hallerini sunan film, yönetmenin de deyişiyle pür bir zihnin içindekileri tamamen bedenselleştirip onun hareketine katılıyor. Yönetmenin diğer filmleri arasında farklı … Okumaya devam et VIVRE SA VIE: Film en douze tableaux – Kendini Kendine Ödünç Vermek Asla Ortadan Kaldırmayacak Rastlantıyı

FABIAN: Benimle Her Gün Saat 15:00’da Son Nefesimi Aldığım Yerde Buluş

Alman Sineması’nın dikkat çekici, filmlerinde sürekli yeni metotlar deneyen yönetmeni Dominik Graf’ın son filmi “Fabian: Going to the Dogs” (2021), Uluslararası Rotterdam Film Festivali’nin (IFFR) Harbour Kategorisi’ndeki en dikkat çekici yapımlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Hem biçimi hem de anlatısında tercih ettiği dışavurumlar gereği toplamda 176 dakikadan oluşan Fabian: Going to the Dogs, tam anlamıyla bir … Okumaya devam et FABIAN: Benimle Her Gün Saat 15:00’da Son Nefesimi Aldığım Yerde Buluş

Dial M for Movie – Ekim 2020 Seçkisi

İlkini Temmuz ayında yaptığımız seçkilerimizin dördüncüsüyle karşınızdayız. Bütün 2020 yılının "The Year of Living Dangerously" (P. Weir, 1982) olarak adlandırılabileceği gerçeği bir yana, sonunda Avrupa ve ABD'de "Korku Ayı" olarak nitelenen Ekim ayına ulaştık. Yeri gelmişken bu aya özel bir Korku Seçkisi'nin de yolda olduğu müjdesini verelim. Bu ay da yıllar boyunca izlediğimiz binlerce film … Okumaya devam et Dial M for Movie – Ekim 2020 Seçkisi

Bilinmezliğe Doğru Bir Tekne Yolculuğu: CÉLINE ET JULIE VONT EN BATEAU

Jacques Rivette’in beşinci uzun metraj filmi olan Céline et Julie vont en bateau (“Céline ile Julie Tekne Gezisinde” - 1974), Amerikalı yazar Henry James’in 1896 yılında yayımlanan The Other House adlı romanından ilham alınarak yapılmıştır. Film aynı zamanda Lewis Carroll’ın Alice in Wonderland anlatısına da çeşitli göndermeler yapar. Filmin senaryosu ve kurgusu alışık olduğumuz gibi … Okumaya devam et Bilinmezliğe Doğru Bir Tekne Yolculuğu: CÉLINE ET JULIE VONT EN BATEAU

Gaspar Noé’nin Yeni Denemesi: LUX AETERNA

L’Etrange Festival’in 11. gününde Gaspar Noé’nin son filmi Lux Aeterna “avant-première”ini yaptı. 51 dakikalık orta metraj film 72. Cannes Film Festivali’nin yarışma dışı bölümünde gece yarısı seansında geçen yıl izleyici ile buluşmuştu. 23 Eylül’de Fransa’da beyaz perdede olacak film Arjantin asıllı Fransız yönetmenin Cannes’a seçilen dördüncü işi. Bu gösterimin ardından uzunca bir süre koronavirüsün de … Okumaya devam et Gaspar Noé’nin Yeni Denemesi: LUX AETERNA

Farklı Kültürler ve Hayat Anlayışlarından Sinema Ortaklığında Kurulan Dostluğa: HITCHCOCK / TRUFFAUT

2015 yılında Kent Jones’un yönetmenliğini yaptığı Hitchcock / Truffaut belgeseli, ikilinin 1962 yılında gerçekleştirdiği röportaja – aslında sohbet havasında geçen bir görüşme desek daha doğru olur – ve François Truffaut’nun 1966 yılında çıkardığı Le Cinéma selon Alfred Hitchcock (Alfred Hitchcock’a Göre Sinema) kitabına dayanıyor. Belgeselde Wes Anderson, Olivier Assayas, Peter Bogdanovich, Arnaud Desplechin, David Fincher, … Okumaya devam et Farklı Kültürler ve Hayat Anlayışlarından Sinema Ortaklığında Kurulan Dostluğa: HITCHCOCK / TRUFFAUT

ANNA KARINA Anısına: En iyi 10 Film

“Gecenin karanlığı, kucak açmış harika kadını bir kez daha özgürleştiriyor” Asıl adı Hanne Karin Bayer olan ve 14 Aralık 2019’da kansere yenik düşerek 79 yaşında aramızdan ayrılan Fransız sinemasının bir dönemine unutulmaz bakışlarıyla, yeteneğiyle, bir dönemin “kadın” karakterinin sinemadaki her türünde temsiliyle sinema tarihinin unutulmayacak ismi Anna Karina, Nouvelle Vague / Yeni Dalga dendiğinde akla … Okumaya devam et ANNA KARINA Anısına: En iyi 10 Film