VIVRE SA VIE – Varoluşçuluk ve Determinizm Gerilimi Arasında Kleinfrankenheim Sorgulaması

Vivre sa vie: Film en douze tableaux (Hayatını Yaşamak, 1962) eserini belli bir bakış açısıyla ele alıp, onu değerlendirmeye koyulmak bir oyun hamurunun ele avuca sığmayan şekliyle uğraşmaya benzer. Düşüncelerin, sözcüklerin kifayetsiz kalabileceği ve bizleri ulaşılması güç boyutlara fırlatan -şiddetini tam da bu merkezden alan- bir Godard yapıtıdır. Anna Karina’nın canlandırdığı Nana Kleinfrankenheim adındaki genç … Okumaya devam et VIVRE SA VIE – Varoluşçuluk ve Determinizm Gerilimi Arasında Kleinfrankenheim Sorgulaması

MEDUSA: İçimizdeki Şeytanı Taşlamak [IFFR-10]

Uluslararası Rotterdam Film Festivali (IFFR) kapsamında izleme fırsatını bulduğumuz filmlerden birisi de Medusa (2021) idi. İsmiyle fazlasıyla dikkat çeken Medusa, beklentileri karşılayan, çok uzun zamanlardan beridir var olmuş bir soruna dikkat çeken, yer yer vahşi ancak en nihayetinde hem karakterlerini hem de izleyicisini özgür bırakan bir film olmuş. Yönetmenliğini ve senaristliğini Anita Rocha da Silveira’nın … Okumaya devam et MEDUSA: İçimizdeki Şeytanı Taşlamak [IFFR-10]

Friedrich Wilhelm Murnau, FAUST ve Yeryüzü Cehennemi

Friedrich Wilhelm Murnau dendiğinde, akla genellikle haklı olarak Nosferatu (1922) gelse de, Murnau’nun “şaheserim” dediği filmi, 1926’da çektiği Faust’dur. Biz sinemaseverler için Murnau filmleri arasında ayrım yapmak neredeyse imkansız, ancak yönetmenin bu saptaması da göz ardı edilecek gibi değil. Bunun nedenlerine inmeden önce, Faust’un kökenini hatırlayalım: Marlowe’un Faust’u, Goethe’nin Faust’u ve Alman halk masalları. Eleştirmen … Okumaya devam et Friedrich Wilhelm Murnau, FAUST ve Yeryüzü Cehennemi

PARIS CALLIGRAMMES: Paris’in Kamburuna Tünemiş Bir Alman Sanatçının Gözünden Manzaralar

Bir çizgi filmden fırlamış izlenimi veren küçük arabasına atlayıp Almanya’nın Konstanz şehrinden Paris, Saint-Germain-des-Prés’ye gitmek üzere yola çıkan Ulrike Ottinger’in; dönemin kültürel, sanatsal ve entelektüel alanında yaşamış olduğu düşsel evreni, Paris Calligrammes (2020) adını verdiği belgeselinde somutlaştırmıştır dersek abartmış olmayız. Goethe Institut ile İstanbul Film Festivali’nin işbirliğiyle düzenlenen “Kino 2020: Alman Filmleri Türkiye’de” seçkisi kapsamında … Okumaya devam et PARIS CALLIGRAMMES: Paris’in Kamburuna Tünemiş Bir Alman Sanatçının Gözünden Manzaralar