VAMPYR: Carl Theodor DREYER’den Karanlık bir Başyapıt

Sinema tarihinde bazı filmler için haklı tanımlamalar yapılır, “ilk sesli film” (The Jazz Singer) veya “cadılığı konu edinen ilk film” (Häxan) gibi. Danimarkalı usta yönetmen Carl Theodor Dreyer’in Vampyr (1932) filmi hakkında ise, tüm sınıflandırma kriterlerini aşıyor dersek abartmış olmayız. Hitchcock’un “üst üste iki defa izlenmeyi hak eden tek film” olarak nitelediği, Buñuel’in ise “en … Okumaya devam et VAMPYR: Carl Theodor DREYER’den Karanlık bir Başyapıt

FORBIDDEN HOLLYWOOD: 1930-1934 Dönemi Yasaklı Filmler – Mark A. Vieira

Mark A. Vieira’nın bu yılın Nisan ayında yayımlanan Forbidden Hollywood – The Pre-Code Era (1930-1934) adlı kitabı, sinemaseverler için tam anlamıyla bir hazine. Sadece Hollywood’un bu sansürsüz döneminden bahsetmesi değil mühim olan, o kadar iyi araştırılmış ve kâğıda o kadar detaylı bir şekilde dökülmüş ki, ister istemez sinemanın doğuşu, insanın bu sanat dalının sunulduğu medyayı … Okumaya devam et FORBIDDEN HOLLYWOOD: 1930-1934 Dönemi Yasaklı Filmler – Mark A. Vieira

NOSFERATU: Ekspresyonist Bir Tutku

Karanlık İmgesi Günümüze değin vampir temasına sırtını dayayan o kadar çok yapım var ki, yıllar geçtikçe bunlar içerisinde belli klişelerin ortaya çıkması kaçınılmaz hale gelmiştir. Bir nevi mimetik altyapıya sahip olan bu filmlerin babası, F. W. Murnau’nun 1922 yapımı Nosferatu’sudur. Nosferatu, izleyeni etkilerken aynı zamanda ona bulaşan gizli ve yıkıcı bir yapımdır. Filmde vampir karakterini … Okumaya devam et NOSFERATU: Ekspresyonist Bir Tutku