WU SUO ZHU: Yavaşlığın Senfonisi – Berlinale #5

Wu Suo Zhu, (Abiding Nowhere, 2024) Tsai Ming-liang’ın Walker serisinin son halkası olarak dünya prömiyerini Berlinale Special kategorisinde yer alarak gerçekleştirdi. Yönetmenin 2011 yılında başlamış olduğu Walker serisi, gündelik yaşamın son derece hızlı tüketim akışında yavaşlığı en iyi şekilde sembolize eden bir dizi metaforik alt yapıya sahip. Belgesel kategorisinde gösterilen Wu Suo Zhu’da, Lee Kang-Sheng’i … Okumaya devam et WU SUO ZHU: Yavaşlığın Senfonisi – Berlinale #5

DRAGON INN: Wuxia’nın Tayvan’dan Hollywood’a Uzanan Macerası

Belirli bir türün Dünya sinemasında veya Batı’da önemli bir konuma yerleşmesinin müsebbibi olarak tek bir filmi göstermek pek gerçekçi bir saptama olmayabilir, ne var ki eğer böyle iddialı bir sav ileri sürülecekse, King Hu’nun 1967 yapımı Dragon Inn (Lóng Mén Kè Zhàn) filmi oldukça kuvvetli bir aday. Wuxia türündeki ilk filmler 1920’lere kadar uzansa da, … Okumaya devam et DRAGON INN: Wuxia’nın Tayvan’dan Hollywood’a Uzanan Macerası

VIVE L’AMOUR: Bir Şehir Kendi Gençliğine Yabancılaşınca

Varoluş anlayışı üzerine yeni kumaştan yapılma karakteristik bir ceket atan Tayvanlı yönetmen Tsai Ming-liang, 1994 yapımı Vive l’amour (Yaşasın Aşk) filmi ile birbirinden farklı, bağımsız ve birbirini hiç tanımayan üç kişiyi aynı evde buluşturuyor. Bu her üç kişi için de ev, asla tam anlamıyla ev olarak yansımıyor. Öyle ki evin kendi varoluşu bile inşa edilemeyecek … Okumaya devam et VIVE L’AMOUR: Bir Şehir Kendi Gençliğine Yabancılaşınca

TAYVAN Yeni Dalga Sineması (1)

Ulusal kimliğin yeniden biçimlenmeye başlamasıyla beraber 1980’lerde Tayvan’da Çin anakarasından farklı olarak birtakım dikkat çekici sanatsal üretimler doğmaya başladı. Tayvan rahatsız edici krizleri sırtına alarak her açıdan bir yenilenmeye girmek için kollarını sıvamışken potansiyel izleyici kitlesi için Tayvan Sineması maceralı sezonunu açmıştı. Sinema dünyasında dönemin ticari başarıları yerel sinema endüstrisini beslerken bugün Tayvan Yeni Dalgası … Okumaya devam et TAYVAN Yeni Dalga Sineması (1)

THE RIVER: Yaşamla Lekelenmiş Bir Ağrı, Ölümü Düşlüyor

Loş ışığın altında her bir karakterin etine dokunabildiğimiz, bizi karanlıkta kör etmek için tüm ışıklarını kapatan Tayvanlı yönetmen Tsai Ming-liang’ın 1997 yapımı The River (He liu) adlı filmi, hikâyesi gereği A Serbian Film (Srpski film – 2010) filmini hatırlatmıyor değil. Baba (Miao Tien) karakteri ile oğlu Hsiao-Kang (Kang-Sheng Lee) arasındaki ilişki bunu açıkça dışarıya vurma … Okumaya devam et THE RIVER: Yaşamla Lekelenmiş Bir Ağrı, Ölümü Düşlüyor

THE HOLE (Dong): Bir Delikten Dünyaya Bakmak

Yönetmen Tsai Ming-liang’ın dördüncü uzun metraj filmi olan 1998 tarihli The Hole (Dong), 2000 yılında, belirsiz bir virüsün Taipei şehrine gölgesini indirmesiyle insanlığın yavaş yavaş bitişine çok duru ve düşündürücü göndermeler yapan özel bir film. Issızlığını, nemliliğini, uzaklığını ve soğukluğunu herhangi bir şartlanmaya bağlı kalmaksızın aktaran film, tıpkı adını aldığı delik gibi, filmin sonuna değin … Okumaya devam et THE HOLE (Dong): Bir Delikten Dünyaya Bakmak

GOODBYE, DRAGON INN: Bir Sinema Salonu Kapanır, Tüm Şehir Hayalete Döner

Tsai Ming-liang’ın 2003 yapımı Goodbye, Dragon Inn (Bú sàn) filmi, tamamen kapatılmak üzere olan bir sinema salonunun ardında bıraktığı hüzünlü ve dokunaklı bir nostaljiyi anlatır. Üstelik bu, zamanında her gösterimde boş koltuğu dahi kalmayan, bazen gösterilen filmde rol almış oyuncuların bile izleyiciler arasında yerini aldığı, sinemanın kalbinin attığı bir sinema salonu. Ancak zaman geçtikçe boş … Okumaya devam et GOODBYE, DRAGON INN: Bir Sinema Salonu Kapanır, Tüm Şehir Hayalete Döner

İstanbul Film Festivali’nden “40. Edisyon Provası” Gibi Zengin Bir MART SEÇKİSİ!

Diyeceksiniz ki daha önceki aylarda yayımlanan seçkiler zengin değil miydi? Öyleydi elbette ama bu noktada biraz da kişisel zevkler ve 2 Nisan'da çevrimiçi olarak start verecek olan 40. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nin üzerimize sinmiş olan heyecanı devreye giriyor. Önceki aylarda her seçkide ilgimizi çeken film sayısı 6-7 civarındayken, bu sefer Mart ayında gösterime girecek olan … Okumaya devam et İstanbul Film Festivali’nden “40. Edisyon Provası” Gibi Zengin Bir MART SEÇKİSİ!

Dial M for Movie – Aralık 2020 Seçkisi

Evet Mart ayından beri "bitsin de kurtulalım" dediğimiz 2020 yılının sonuna gelmeyi başardık, 1 Ocak 2021'de herşeyin mucizevi bir şekilde normale dönmeyeceğini bilsek de, yaklaşan bitişin belli bir rahatlama sağladığı da bir gerçek. Seçkilerimizin sekizincisiyle, yıl sonu seçkimizle karşınızdayız. Bu defaya mahsus olmak üzere üç kişinin elinden çıkan Aralık seçkisi, yine de çeşitlilik açısından diğerlerinden … Okumaya devam et Dial M for Movie – Aralık 2020 Seçkisi

Dial M for Movie – Kasım 2020 Seçkisi

2020'nin, bu güzel (!) yılın sonuna yaklaşırken altıncı seçkimizle karşınızdayız. Tür açısından yine çeşitlilik gösteren seçkimizde bu sefer 1980'lerden geriye hiç gitmemişiz. Tabii ekip halinde hazırladığımız seçkilerimizde hoşumuza giden yanlardan biri de bu, önceden isimleri saptasak da tüm yazılar gelinceye, görsellerle birleşinceye dek ortaya nasıl bir liste çıkacağını tam olarak gözümüzde canlandıramıyoruz. Dolayısıyla bir bakıma … Okumaya devam et Dial M for Movie – Kasım 2020 Seçkisi